Merhaba arkadaşlar, benim hikayem bundan 4-5 ay önce başladı. Daha önce nasıl regl olduğumu bile anlamazken 4-5 ay önce adet günümden 1-2 gün önce çok şiddetli alt karın ağrılarım başlıyordu. İlk zamanlar da normal bir regl sancısı olarak düşünüp sıcak su torbası ve ağrı kesicilerle geçirmeye çalışıyordum. Artık bunların da fayda etmediğini fark etmeye başladığımda hastanelik olmuştum zaten acil servise sürünerek girdiğimde bunun normal olmadığını anladım. Kadın doğum doktoruna gitmeye karar verdim özel bir hastaneye hemen randevu aldım ancak doktorum üstün körü ultrasonla bakıp 4,5 cm çikolata kistimin olduğunu ve yüzüme dahi bakmadan anne olamazsın, ameliyat olman gerek diyerek tüm moralimi yerle bir edip beni en dibe çekmişti psikolojik olarak büyük bi çöküntü yaşamıştım. Daha sonrasında başka bi doktora gitmeye karar verdim, doktorum gayet güzel bir şekilde bana bu hastalığın açıklamasını yapıp 5,5 cm çikolata kistim olduğunu ameliyattan önce ilaç tedavisi uygulayarak (visanne) kisti baskılayacağını söyledi. CA 125 kan testi ve ilaçlı MR istedi benden. CA 125 kan testim 41 çıktı ilk gördüğümde kanser olduğumu zannetmiştim malum internette yazan iç karartıcı şeylerden dolayı ama doktoruma söylediğimde kistim olduğunu için bunun normal olduğunu söyledi. Çocuk sahibi olmak konusunda da bekar olduğum için ameliyat yumurta rezervlerime zarar verebiliceği için ilaçla devam etmemiz gerektiğini ama çocuk sahibi olma konusunda şakayla karışık elimi çabuk tutmam gerektiğini söyledi. Bu hastalıkta benim tecrübe ettiğim doktor seçimidir kesinlikle. Yüzünüze bakarak sizi biraz anlamaya çalışan ve hastalığımızla alakalı detaylı bilgi veren bir doktora denk gelirseniz çok şanslısınız demektir. İlk tanı konulduğunda bunu hazmedip kabullenme sürem 1 haftamı aldı ama artık o çikolata kisti denen ismi sevimli kendi sevimsiz şeyin orda olduğunu kabullendim ve geçiceğine inanıyorum. En önemlisi psikolojik sağlık umutsuzluğa mutsuzluğa kapılmayın sakın modunuzu yüksek tutun size verebiliceğim tavsiyelerim bu kadar, inşallah hepimiz şifa buluruz sağlıklı günler🙏🏼💙
Merhaba hanimlar Canan ben Rizede yasiyorum 8 yildir endometriozis hastasiyim.Ilk endometriozisle tanismam 5yil once oldu.Surekli tekrarlayan karin agrilariyla acile gidiyorum bana her defasinda gaz sancisi adet agrisi ilac lagman serum takip gonderiyorlar bu boyle yaklasik 3 yil surdu artik son aylarda ayda 3 ve 4kez amansiz agrili olmaya basladi normal dogum yaptim ve dogumda ben boyle agri cekmedim.Yine bir gun ayni agri ile acile gittigimde ilk gaz sancisi serumla gecmedigini gorunce tomografi cekiyorlar idrar kesemin idrar doldugunu ve idrari disariya atamadigimi sonda takip idrari bosaltmalari gerektiklerini soylediler oysaki surekli idrara cikan birisiyim sonda da ise yaramayinca acil doktoru hastahaneye baska bir doktor cagirarak karnimdaki kocaman seyin ne oldugunu anladilar 12cmlik sol overde endometriozis ama bunun ne oldugu hakkinda en ufak bir fikrim yok.Son safhada oldugu ve hemen ameliyat olmam gerektigi soylendi.2 dr gittim sonuclari goren beni iceri bile almadi .ozel bir hastahanede bir dr gittim bu bisey degl 1 saatte alacagim bunu dedi cA125 testi yapildi degerlerim 1000 1100 olunca dr iste isterseniz baska hastahaneye gitmek isterseniz gidebilirsniz dedi acik acik kanser olabilirsin diyemedide ordan da elimiz bos donduk baska dr gittim kanser her tarafini sarmis derhal ameliyat dedi hayatimin sokunu yasiyordum neyin icindeydim ben bu genc yasta neydi bu yasadigim diye dusunurken madem kanserim onkoloji dr gittik emar falan derken 15cm ulasti kistim artk son asamada patladi patlayacak karnim 5aylk hamile gibi sismis oysaki ben 50 kiloydum ameliyat oldum sol overden alindi ama yumurtamin yarisinida almis dr kaldim tek yumurtaya bir yumurta 8 cocuk dogurganligina sahip bir umut iste dr baba 1 yil sonra kontrole gel demesine ragmen 3 ay snra gittim beni gorunce sasirdi neden geldin dedi bende yine icimde bisey var sanki bisi karnimda geziyor gibiyim dedim guldu ultrasyona ciktigimda dr yuzunu gorur gormez anladm tekrarmi oldu dedim 3ayda ureme yapmis yine 3.5cm hemen istnbla gittim bi dr cocuk yap gecer eee mubarek olsa cocuk zaten sana nie geldim vissane verdi ictim 6ay sonuc yok ben yine agrilar icinde kivraniyorum yemek icmekten kesti beni ilac acliktan oluyorum yemek yiyemiyorum bu sefer trabzonda bir dr gorundum bana bir hap verdi ismi aklimda degl onu ictim aradan bir sure gecti bende olumcul bir agri tamam dedim bu sefer oluyorum heralde acile kaldirdilar crp tahlilinde yukseklik farkedilince enfeksiyonum yukselmis meger endom patlamis sizinti yapmis karin bosluguma yigilmis anorml agrinin sebebi o ama ana maddesi hala orada beni sizintisi o hale getirmis demekki tamami patlasa ne olacakmis acaba.1hafta hastahanede yattim serum ilaclarla sizintiyi kuruttular ciktim tekrar trabzndaki dr gittim bana beni menopoza sokan bir igne yapti 6 ay adet gormedm ama kuculmemisti hala 6cm agrilara devam tekrar istanbula gittim ozel bir hastahaneye oradanda bir sonuc alamadim.sonra istanbula tekrar gittim Zeynep Kamil hastahanesinde bir dr ayarladilar bana Resul Karakus hocam harika bir dr bana derhal ameliyat olmam gerektigini soyledi karsi ciktim ilac istedim drum bana hastama asla mani olmam benden ne isterse onu yaparim ama benm fikrim cerragi dedi ben bir daha cocugum olmayacak olmasini goze alarak tekrar ilac istedim mecbur kaldi verdi 6ay snra gel dedi Rizeye geldim ilaci kunlanmaya basladm yinr agrilar devam aciller haftada bir kez derken doktorumu aradim ameliyat tarihi istedim nisanin ilk haftasi icin gidecektim bir sabah saat 9da yatakta amansiz agri yine aldi beni acile gittik kadin dogum gordu tekrardan patlamis bu sefer son dedim yolun bittigi yerdeyim ama istanbula o sekilde gidebilmek ne mumkun agrilar felaket buradaki hastahaneye yatirmak istiyolar bir yandan imzami attim ciktim bir mucizeye yeni bir dr gelmisti rizeye nami duyulmus gitmek firsat olmamisti hemen aradik randevu aldik gorundum derhal ameliyat olman lazim dedi ilkkez gozum kapali tamam dedim ve bir cok riskim vardi bagirsagima rahim duvarima yapismisti endometriosiz patlayinca her tarafima yayilmis cok fazla yapisiklik yapmisti zor bir ameliaytti ama doktor sayisiz ameliyata basariyla imza atmisti ameliyatimi oldum 2 ay oldu suan gayet iyiyim bir 3.endometriozis kabusuna daaha uyanacagim gunu bekliyorum suan e kadar iyi olsamda surekli korku icindeyim umarim bu sondur ve o kabus dolu gunleri bir daha yasamam
İnternette endometriozis ile ilgili ne kadar yerli yabancı makale varsa hepsini incelerken, sitenize denk geldim ve sadece yaşadıklarımı paylaşmak istedim, bir de soru ileteceğim. 25 yaşında, yurtdışında yüksek lisans yaparken, endometriozis hastası olduğumu öğrendim, maalesef ki o ağrı ve acıyı her saniye, her anımda özellikle üzüldüğüm, sıkıldığım anlarda hissettim.
Şu an 27 yaşındayım ve tam 2 sene boyunca, kendisini misafir ettim vücudumda. Ne kadar zor ve acımasız bir süreçti anlatmam imkansız kelimelerle… Eminim ne hastalıklar ve zorluklar vardır bu hayatta ama herkesin canı kendisine kıymetlidir, yaşanılan ağrı ağrıdır. Artık ağrı eşiğim öyle bir noktaya gelmişti ki, kafamı duvarlara vurup, acımı unutmaya çalıştığım günler oluyordu. Derken tedavi süreci başladı.
Hafta başı iğne olup, aynı gün Londra’ya dönüp, haftasonları tekrardan geliyordum. Yavaş yavaş kilo kaybettim, iştahım kapandı, ağrı benim günüme o kadar hükmetmeye başlamıştı ki, her an her saniye onu düşünür olmuştum. Yolda yürürken, sabah uyandığımda, akşam yatarken gurbetteki düşmanım olmuştu. 2 sene sonunda, biraz küçülür gibi oldu ve sonradan, ilaç kullanmama rağmen birden büyümeye başladı.
İlacı kestim ve bir hafta içinde acil ameliyat oldum. 4 gün boyunca ilacı kesmiştim, ameliyatta önce 3.5 cm sanarken, 5.5 cm çıkardılar çikolata kistini. Yani bir hafta bile olmadan 2 cm büyümüştü. Laparoskopik ameliyat oldum ve bu hafta kontrole gittiğimde doktorum yine meyilli olduğumu ve hemen doğum kontrol hapına devam etmemi söyledi. Bunları size yazdım çünkü bıkkınlığımı, bezginliğimi ve hayal kırıklığımı anlatmam imkansız. Ömür boyu ben bununla yaşayacak mıyım? Kimse bana cesaretle cevap veremiyor ve kesin tedavisi olan bir yer, bir ülke varsa lütfen tavsiye edin, her şeyi bırakıp gitmeye razıyım.
Hayatıma, işime, gücüme, hiçbir şeye odaklanamıyorum, beni bu hastalık obsesif bir hale getirdi. Umarım samimiyetimden dolayı gülünç kaçmamışımdır, sadece bu hastalığın hayatımın en orta yerinde olmasından duyduğum sıkıntıyı dile getirmek istedim. Sebebinin ne olduğu bilinmese de, en büyük sebebin sadece stres olduğuna inandığım bu hastalığın, düşmanıma dahi uğramamasını temenni ederim. Bu yolda mücadele eden herkese acil şifalar ve doktorlara başarılar diliyorum.
Saygılarımla.
26 yaşında çocuk doktoruyum, yaklaşık 2 yıldır evliyim ve henüz çocuk sahibi değilim. Sizinle endometriozisle ilgili deneyimlerimi paylaşmak istedim. Benim şikayetlerim 13 yıl öncesinde başladı fakat endometriozis hastalığım olduğunu 4 yıl önce öğrendim. Lise ve üniversite yıllarımda günlük aktivitemi engelleyen, ağrı kesicilere yanıt vermeyen, şiddetli karın ağrıları, yoğun kanama ve eşlik eden bağırsak problemleri yaşıyordum. Ağrılarım 4-5 gün kadar sürüyor, yoğun kanamam oluyordu. Adet bittikten sonra da batında gerginlik ve rahatsızlık hissi duyuyordum. Düzenli adet gördüğüm için kadın doğum doktoruna daha önce gitme gereği duymamıştım.
Tıp fakültesi 4. Sınıf öğrencisiyken, sık idrara çıkma şikayetiyle yaptırdığım üriner ultrasonografi esnasında iki taraflı overlerimde 5-6 cm boyutlarında kitle olduğu söylenince endişe içinde kadın doğuma gittim ve böylelikle bilateral endomerioma olduğunu öğrendim, tümör olmadığı için şükretmekle birlikte geleceğim için endişelenmiştim, infertilite sebebi olabileceğini biliyordum. Endometriozis konusunda uzmanlaşmış hocamın bana hastalık hakkında verdiği bilgi ve güven veren yaklaşımıyla kısmen de olsa rahatlamıştım. Bu hastalıkla yaşamayı öğrenmeli ve uzun vadede bir tedavi planı oluşturmalıydık. Önümüzde iki seçenek vardı ya ameliyat olacak ya da ilaçla adet kanamalarını önleyip hastalığı baskılayacaktık.
Endometriozis, yumurta kalitesini bozabilir, batın içi yapışıklığa ya da infertiliteye sebep olabilirdi, ameliyat da kesin çözüm değildi, tekrarlama riski söz konusuydu. Ginera ile tedaviye başladık, ağrılarım hafifledi, fakat ara kanamalarım olunca Visanne diye bir ilaca geçtik. Bu ilacı 11 ay kadar kullandım ve bu dönemde hiç adet görmedim, ağrısız konforlu bir süreçti benim için, takiplerde kistlerimin biri 1 cm, diğeri 3 cm’e kadar küçülmüştü.
Evlenmeden 1 ay önce ilaç tedavisini kestik, bu dönemde sancılı adet dönemlerim yeniden başlamış, artık analjezikleri de mide ağrılarım nedeniyle kullanamaz olmuştum. Gebeliğin de tedavi edici olduğunu düşünerek iki defa aşılama bir defa tüp bebek denedik. Başarısız sonuçlanan denemelerimiz ve bu 1,5 yıllık süreçte 6-7 cm boyutlara kadar yeniden büyüyen kistlerim nedeniyle ameliyat kararı aldık. Halen tedavi sürecindeyiz.
Yukarıda bahsettiğim gibi tedavi planı hastanın şikayetlerine göre tamamen değişebiliyor, uzman hekimlerimiz eşliğinde doğru tanı ve tedavi ile ağrılarınızı kontrol altına alabilirsiniz.
Her şey gönlünüzce olsun.
Tıp Fakültesi 3. sınıfta endometriozis dersi anlatıldığında bu hastalığın benim başıma gelebileceğini hiç düşünmemiştim. Mens ağrılarım ilk regl olduğumdan beri hep çok şiddetli geçiyordu. Tıp Fakültesi 4. sınıfta hiç geçmeyen, şiddetli olmayan sol yan kasık ağrılarım olmaya başladı. Bunun için rutin kadın doğum, dahiliye ve genel cerrahi muayenelerim oldu ancak hiçbir şey bulunamıyordu.
Bu ağrılar 1 yıl sonra hafifledi ve ara ara olmaya başladı. Ben de daha çok psişik semptomlar olarak değerlendirdim ve daha fazla üstüne gitmedim. Beş yıl sonra evlendim. Evlendikten 1 yıl sonra gebe kalamadığım için İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesindeki Kadın Hastalıkları ve Doğum Hocama gittim. Endometriozis düşündüğünü laparoskopi yapmak istediğini söyledi. Laparoskopi ameliyatı sonucunda 2 taraflı yaklaşık 10 cm çaplı iki adet çikolata kisti çıkartılmıştı. Evre 4 endometriozis olarak değerlendirildi ve ben resmen yıkılmıştım. Hemen IVF (tüp bebek) tedavisi planlandı. Şükürler olsun ki bir bebeğim oldu.
Kızım 6 aylıkken 2. kez spontan (hiç tedavisiz) hamile kaldığımda hocalarımın şu sözünü anımsamıştım: “Endometrioziste gebe kalmayı başarırsan tedavi olursun ve bu hastalıktan kurtulursun.” Çok mutluydum ancak 10. haftada düşük yaptım. Şu an kızım 8, ben ise 37 yaşındayım. 2. kez hamileliğim için tekrar IVF denemelerine başladım. Bu zorlu yolda benden desteklerini esirgemeyen doktorlarıma teşekkürlerimi sunarım. Allah hepsine uzun sağlıklı ömürler versin.
Merhaba,
Benim çikolata kistlerimi öğrenmem çok yeni… 10 gün oldu tanışalı. şiddetli kasılma, kramp, kusma ile başladı her şey. 10 yaşımda ilk reglimi olmuştum ve bildim bileli adet dönemlerim hep sıkıntılıdır. Yine öyledir diye düşünürken biranda yaşadığım şoku ve moral bozukluğunu anlatmak imkansız… 1 hafta içinde 5 doktor gezdim. Hepsinin farklı görüş ve önerileri vardı. Kendi doktoruma göre acil ameliyat olmalıydım. Çünkü yaklaşık 5 ve 4 cm boyutlarında yumurtalıklarım da kistler olmuştu. Fırsat buldukça internette araştırdım, okudum ve en doğru kararın içimden gelen sesin söyleyeceğine karar verdim ve bu çarşamba günü olacağım ameliyattan vazgeçtim. Şuan doğum kontrol hapına başladım ve mucizelere inanan bir insan olarak yok olacaklarına inanıyorum… 🙂
Her şey hayal etmekle başlar!
Tüm bu hastalıkla mücadele edenlere acil şifalar dileyerek başlamak istiyorum hikayeme, çikolata kisti risklerinden bir olan erken adet görme durumuna bağladığım bu hastalıkla tanışmam 21 yaşımda oldu. İlk adetimi 10 yaşımda görmüştüm ve 11 yıl boyunca neredeyse tüm adetlerim sancılı geçiyordu ve tabii ki normal kabul ediyordum, etmek istiyordum. Ayrıca iğne, kan gibi tıbbi tüm durumlara karşı ciddi bir fobim olduğundan asla bir uzmana gitmeyi de düşünmüyordum. Ta ki 21 yaşımda dayanılmaz olan ağrılar yaşayana kadar.
Sancılı adete artık kusma, ateş, aşırı halsizlik eklenmişti. Adet dışında hiç geçmeyen bir karın ağrısı da bir uzmana gitmemin şart olduğunu adeta haykırıyordu. Ve çektirdiğim ilk ultrasonda iki overde de 5 ve 6 cm olmak üzere iki kistim olduğunu öğrendim. Doktorumun ilk söylediği şey acil ameliyat olmam gerektiğiydi. Bekar olmama rağmen açık ameliyatla kistlerim temizlendi. Ancak ameliyatta açılınca bağırsaklar da dahil olmak üzere ciddi yapışıklıklar ve yaygınlık olduğu görülmüş ve mümkün olduğu kadar temizlenmeye çalışılmış ve hatta sol yumurtalığımın yarısı da çürüdüğü için alınmıştı.
Simdi doktorumun söylediği tek şey vardı evlen ve çocuk sahibi ol. Bu söylediği hem ha denilince olacak bir şey olmadığı gibi evlensem dahi çocuk sahibi olmak kesinlikle düşündüğüm bir şey değildi. Ameliyattan ancak iki sene sonra evlendim ve bu arada araştırma görevlisi olduğum ve masterıma devam ettiğim için çocuk sahibi olmayı kesinlikle düşünmedim. Gittiğim tüm doktorların yeniden kistimin tekrarladığını ve hamile kalmam gerektiğini söylemesine rağmen erteledim. Ve simdi, masterımı bitirdim 2 yıllık evliyim, doktorama başladım ve artık anne olmak istiyorum. Elimde 2,5 cm ve 1,5 cm olmak üzere yine kistlerim, içimde umutlarım… Yarın yeni bir doktorla her türlü tedaviyi kabul ederek gireceğim bir yeni yola başlıyorum. Güzel haberler aldığım gün burada sizlerle paylaşırım, tüm çikolatalı pudinglere umut olması için, eğer olursa…
Sevgiler…
On yıllık evliliğimde iki aşılama iki tüp bebek tedavisi negatif sonuçlandı. Endometriosiz olduğumu öğrendim ve hemen laporoskopi ile ameliyat oldum. Sonrası acilen tüp bebek tedavisi ve mutlu son. Tek bedende uç kalp atıyordu. Dünyalar benim oldu. Çocuklarım neredeyse iki yaşına girecek ama hala çikolata kist mücadelem devam ediyor. Demek istediğim inanç, çaba ve azim gerekiyor mücadele için.
Ben başardım kuzucuklarım kucağımda, benim gibilere kolaylık diliyorum…
Öncelikle hepinize yüce Rabbimden sağlık diliyorum. Bu hastalıkla 18 yasında tanıştım ve şu an 22 yaşındayım. Öncelikle her hastalık kendince zor, ama bizimkisi ise sonucu belli olmayan ameliyat ile de tam sonuç alamadığımız, yine tekrarlama riski olan bir hastalık… Bu konuda çok makale okuyan biri olarak, artık bu hastalıkla yaşamayı öğrendim, diğer arkadaşlarımdan farklı olmayı, yaşamımın her zamanında kendime dikkat etmeyi öğrendim. Bunları yazarken bile gözlerim doluyor, çünkü gerçekten çeken bilir bu hastalığı… 1,5 Sene önce kisti patlayan biri olarak artık bu hastalığı benimseyen biriyim ve kendime çok dikkat ediyorum: Yemek düzenimde kesinlikle tavuğa yer vermiyorum, yumurtanın ise genellikle organik olmasına özen gösteriyorum, ağır bir şey kaldırmıyorum…
Arkadaşlarım ile bir şey yapacaksam genelde kendi regl dönemime bakıp, hayatıma dikkat ediyorum; çünkü adet zamanlarımda dışarı çıkmam mümkün olmuyor… Tek korkum bu hastalık yüzünden ileride çocuk sahibi olamamak… 1 sene Yasmin kullanıp doktor kontrolünde 2 aydır Visanne’a başladım. Allah’tan sadece sağ ve sol overimdeki kistlerin 3 cm düşmesini bile sevinçle karşılayacak kadar istiyorum…
Hepimize Rabbimden şifa diliyorum…
Merhaba,
Endometriyozis ile üniversite yıllarımda tanıştım. Senelerce myralon ve yasmin kullanımı ardından ağrıda azalmalar ve kistte küçülmeler başlamıştı. Çok stresli olan işimden ayrılıp 5 ay kadar prozac kullanıp soğan suyu kürü uyguladım. Sonra kontrole gittiğimde kistin görünmediğini söylediler. Ben de ilaçları bırakıp 1 sene boyunca rahat yaşadım. Bu sene başında ise bu sefer sağ tarafta bir çikolata kisti olduğunu öğrendim. Ağrılar dayanılmaz hal aldı.
Yine 6.5cm büyüklüğündeydi. Bazen yolda yürürken kramp şeklinde ağrılar giriyordu ve iki büklüm kalıyordum. Bazen toplantının ortasında kramp giriyordu. Ama en zoru adet dönemlerinde, visanne kullanmama rağmen şiddetli, kusmalı ve acillik eden ağrılar oldu. Visanne ile kist biraz küçülse de ağrılar geçmedi. Doktorum tekrarlayacağını düşündüğü için ameliyat önermiyordu ama ağrılar sebebiyle düşünmeye başladım. Bu arada yine bu hastalık sebebiyle işten çıkarıldım.
Ofiste ağrıdan başka bir şeye konsantre olamıyordum. Şimdi visanne’ ı 7 aydır kullandığım ve yan etkilerinden bunaldığım için ara verip yasmin’ e dönmeye karar verdik. Mesleğimin de (mimarlık) stresle çok yakın olması, işten çıkarıldığım bu süreçte belki beni rahatlatır ve ağrılarımı azaltır diye umuyorum. Evlilik ve hamilelik düşünmüyorum. Sadece ağrılarımdan kurtulmak ve normal yaşamak istiyorum. Bu hastalığın hala belirgin bir sebebi bulunamamasını da çok yadırgıyorum. Bazen bu yaştan sonra tıp okumak ve sadece bu alanda çalışmak için doktor olmak istiyorum.
İnsan hayatında ilk adet gördüğünden itibaren karnı ağrımaya başlayınca sanki herkes aynı şeyi aynı şekilde yaşıyormuş gibi geliyor. Hele bir de aile baskısı ekleniyor üstüne ayıptır söyleme öyle her yerde karnım ağrıyor, baban duymasın en önemlisi tabii ki ağrayacak üşütüyorsun ayaklarını sıkı giyin. Sonra daha şiddetli ağrılar başlıyor ve bir gün ağrıdan bayılmak üzereyken bir cerrahi doktoruna götürüldüm ailem tarafından. Cerrahi hekim benlik değil bir kadın hastalıkları hekimine götürün belki bir doğum kontrol hapı başlayarak rahatlatabilirler dediği anda annemin verdiği cevap ama kızım evli değil ki oldu.
Sonrasında bir yıl daha acıyla geçirmek zorunda kaldım ve sonunda 19 yaşında ilk kez ameliyat olmak zorunda kaldım. Karnımı keserek kist ameliyatı yaptılar. Sonrasında serüven başladı doktorlar doğum kontrol hapı verdi, ailem olmaz deyip kullandırmadı yaklaşık bir yıl sonra aynı şikayetler aynı yerde başladı. Benim de sağlık sektöründe çalışmaya başlamamla bir kadın hastalıkları dokturuna gidebildim ama öğrendiğim şey bunun ENDOMETRİOZİS halk arasında çikolata kisti olarak da bilinen bir hastalık olduğu, 20 yaşında ikinci ameliyatımı oldum ve doktor ailemin yanında bu kızı evlendirin bir an önce çocuk yapsın ancak o zaman geçer dedi. 22 yaşıma kadar evlenmedim ama bu arada denenebilecek her yolu denemeye çalıştım yapay menopoz bile denedim. Sonunda evlenecek bir aday çıktı karşıma ve ilk görüşmemizde kendimi ona ifade etmek zorunda kaldım ve sonuç hüsran çocuk yoksa bende yokum diyerek biten ilişki.
Sonrasında bir ameliyat daha ve 23 yaşında evlendim tabii eşime her şeyi anlatmama rağmen ailesi çocuk istemeye başlayınca aynı serüven yeniden başladı bu sefer eşimin ailesi doktora götürdü doktor bunun çocuğu olmaz deyince başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Hele işte o bakışlar var ya sanki hasta değil de başka bir dünyadan gelmişim gibi hissettim kendimi. Aşılama denemeye karar verdik yapılan tüm ameliyatlar nedeniyle tüplerimin kapalı olmasına rağmen üç kez aşılama denendi tabii ki olmadı, bu sırada tekrar nüks eden kistim hayatımı tamamen olumsuz etkilemeye başlamıştı.
İlişki sırasında ağrım nedeniyle eşimle sorunlarım olmaya başladı. Etrafta herkesin çocuğu olmaya başlayınca benim psikolojim bozuldu. Tekrar bir ameliyat belki tüpleri açarız deyip yapılan sonrasında altı ay kadar ağrısız bir süreç sonra gene sil baştan ve en sonunda eşime istersen boşanalım demeye kadar giden bir öykü neyseki dediğim gibi sağlık sektörünün içinde olmam belki beni biraz güçlü kıldı ve tüp bebek denemeye karar verdik. İlkinde olmadı pes etmedim ve ikinci denememde bir kız çocuğum oldu hamlelik süresinde düşük tehlikem oldu son bir ayı hastanede yatarak geçirdim ama sağlıklı bir bebek sahibi olduk. Artık bitti dedim hani bebek olunca bitecekti ya işte o tam öyle olmadı ilk bir yıl adet görmedim ve evet çok rahat bir dönemdi ağrım yoktu sonrasında başlayan ağrılarım tekrarlayan kistim ameliyat olmayacağıma inandım, üzerine perfore oldum, acil ameliyata alındım tüplerimden biri alındı.
Hayatımda hiç korunmadım her ay belki hamile kalır mıyım diye hayal ettim ama olmadı sonuçta 5 ameliyat 1 sezeryan belki de işte ilk maceram başladığında ailem kadın hastalıklarına götürseydi tedavimi düzgün başlasaydım bu kadar ameliyat olmazdım. ENDOMETRİOZİS kanser gibi bir hastalık olmasa bile tedavi edilmesi gereken bir hastalık ve kadın hastalıkları hekimleri hiçbir bakire genç kızın bekaretini tehlikeye düşürecek bir harekette bulunmaz. Hekimden korkulmaz olduğunu çok geç anladım belki ama halen kistlerim ve ben yaşıyorum o yüzden kızım ilk adet gördüğü gün jinekoloji hekimini seçip düzenli olarak kontrole götürmeyi düşünüyorum.
GK, Endometriozis Hastası
Öncelikle merhaba, 21 yaşındayım ve üniversite öğrencisiyim. 11 yaşımda ilk reglimi oldum ve 10 senedir hiç bir reglm ağrısız geçmedi erken erken olurdum fakat hiç gecikme sorunu yaşamadım. Sürekli ağrı kesiciler kas gevşeticiler iğneler serumlarla ayakta durabildim ama senelerdir böyle olduğu için bu süreçte sadece iki kez doktora gittim ve hiçbir sorunumun olmadığı söylendi gerçektende yoktu ta ki 5 ay önce ağrıdan bayılana kadar.
Zaten hasta olduğumda da otururken bi baskı hissediyordum ama bu sefer oturduğum sandalyeden zıplamama sebep olan bi baskı oldu ve ağrıdan ayaklarım tutmadı yere yığıldım hastaneye kaldırıldım sol yumurtalığımda 8.6 cm sağ yumurtalığımda ise 8 cm olan iki kistimin olduğunu öğrendim. Ne olduğunu bilmiyodum ve dünyam başıma yıkıldı ilerde çocuğum olucak mı diye düşünüp durdum günlerce. Hastanedeki doktor kesinlikle ameliyat olmamı çok büyük oldukları için asla ilaçla küçülmeyeceğini söyledi ama annem tek bir doktorla kalmak istemedi ve beni kendi doktoruna götürdü ve yasmin kullanmaya başladım.
Geceleri ağrıyla uyanmaktan, acaba patlatlar mı, sürekli ya okuldayken dersteyken karnıma ağrı girerse diye düşünmekten başka bir şey düşünemez oldum sürekli korkuyla yaşıyorum ayakta uzun süre durduğumda kasıklarımda ağrılar oluşuyor insanın hayat kalitesini düşüren bir hastalık bu ağrıyı çekmeyen bilmez. Umarım bu hastalığın en yakın zamanda tedavisi bulunur ve bu kadar kadına çare olur.
Ben ne hikayemi anlatacağım ne de bir soru soracağım. Ben sadece kızıyorum: Endometriyozis acaba gerçekten sinsi mi(?)…Yahu çoğu hastasının gençken çok ağrılı adetleri oluyor. Ama toplumca ne sanıyoruz: Adet ağrısı normal sanıyoruz. Ağrıdan hastanelik olunsa; yok evlenince geçer vs. sanıyoruz. Oysa endometriyozis geldiğini çığlık çığlığa bağırıyor o sırada… Ve bir de toplumca hormon fobigiz!…Doğum kontrol haplarından falan korkuyoruz . Oysa hele genç yaşlarda çok güzel bastırabilir bu hastalığı…Daha ilerlemeden…. Yok ama yok! Duymayız… Duymak istemeyiz… Ne yazık!
33 yaşındayım. Lise yıllarımdan itibaren ağrılı Regl dönemi geçiriyordum. Reglinin ilk 2 günü ağrıdan neredeyse ölecek gibi oluyordum. 3-4 gün ise yeniden doğmuş gibi hayatıma devam ediyordum. Apandisit korkusuyla acile götürüldüğüm bir gün yumurtalığımda kist olduğunu öğrendim. Bu süreçten sonra endometriozisin ne olduğunu bilmeden sadece doğum kontrol hapları kullanarak hayatıma devam ettim. İki yıl önce yüksek ateşle hastaneye kaldırıldım. Yapılan tetkiklerde sol böbreğim neredeyse dört kat büyümüştü. Endometriozis yüzünden idrar kanallarımda yapışıklık olmuştu. Bu teşhis böbrek ameliyatım sonrası alınan dokuların incelenmesiyle konuşmuştu. Özel bir hastanede sırf iz kalmasın diye ekstra bedeller ödeyerek robotik cerrahi yaptırmıştım. Üstelik doktorlara ameliyat öncesi kistlerim olduğunu belirtmiştim. Ama ürologlar sanırım endometriodan bir haberdi.
Ameliyat sonrası beni kadın hastalıkları için yönlendirdiler. Aynı hastanede çalışan kadın Doğum uzmanı bu durumu bir skandal olarak nitelendirdi. Cerrahi sırasında bu dokulara kadın sağım tarafından müdahale edilmesi gerektiğini söyledi. Aynı hastanenin doktoruydu bunu söyleyen. Başımıza ne geldiğini anlamadık. Bir buçuk ay sonra Türkiye’nin en ünlü jinekolog onkologlardan birine (eşimin akrabası oluyor) tüp bebek için danışmaya gittik. Şikâyetlerimi anlattım ve bana önce kistimi alıp sonra Ivf deneyebileceğimi, bu sayede hem ağrılarımdan kurtulup, hem de tüp bebek için ön hazırlık yapılabileceğini söyledi. Hem akraba olması hem de doktorun isim yapması (çok ünlü bir Prof doktor) sebebiyle güvendim ve kapalı ameliyata girdim. Ameliyatı 2016 yılımda özel bir Üniversite hastanesinde oldum. Ameliyat sonrası karnım şişmeye başladı gaz çıkışı olmadı. Doktorum beni kontrole geldiğinde göbeğin Benin’le yarışıyor diyerek espri yapmıştı. 2.günün sonunda ateşim çıktı. Bu arada sürekli röntgen çekiliyordu. Yürüyemiyor ve nefes alamıyordum.
Ameliyat sonrasında 3.gün ateş, nefes darlığı ve halsizlik son raddede iken kan tahlili yapmayı aklı ettiler ve enfeksiyon değerlerim sonucu hemen genel cerrahlar tarafından ölüm tehlikesiyle ameliyata alındım. Ameliyat sonrasında karnımda koca bir delikle çıkmıştım. 4 gün yoğun bakımda yattım. Artık kolostomi torbam vardı. Bağırsaklarım delinmişti. İki ay önce yapılan böbrek ameliyatım boşa gitmiş ve böbrekte de kaçak oluşmuştu. Bağırsak ve rahim arasında Fistül oluşmuştu. 4-5 ay hastanede yattım ama enfeksiyon değerim düşmüyordu. Bu arada 2 operasyon daha geçirdim. Çünkü açılan ilk kolostomi yeri yanlıştı ve bağırsak çürümüştü. Sonrasında açılan kolostomilerde çare olmadı. Her gün daha çok eriyordum. Ölmeyi beklemeye başlamıştım. Ateş, enfeksiyon ve üzerine bacağımdan akciğerlerime pıhtı atmıştı. Bu 5 aylık süreçte kist ameliyatımı yapan Prof doktor artık beni ziyarete gelmemeye başlamıştı. Hastanede refakatçilerimden kaçıyordu. 5 ay sonra bir tanıdığımız vasıtasıyla hayatımı kurtaran cerrahla tanıştım. Hastaneden ev izni alarak kaçtık ve diğer özel hastaneye geçtik. 1 hafta da cerrahi ekip kaçağı tespit etti. Üstelik sadece 1 kez tomografiye girmiştim.
Hastanede ise günde neredeyse 2-3 kez tomografiye giriyordum ama kaçak bulunamamıştı. Açık ameliyatım tam 11 saat sürdü. Hayati tehlikem vardı. Önce böbrek sonrasında da bağırsak ameliyatı oldum. Aslında yapılması gereken kolostomi değil ilestomi ameliyatıymış. Açık ameliyat öncesinde pıhtı sebebiyle venakava filtresi takılmıştı. 2 hafta sonra hastaneden çıktım ve 6 ay ilestomi poşetiyle yaşadım. Günden güne iyi olmaya başladım. İlestomi kapama ameliyatından önce geçici olarak takılan venakava filtresinin içimde unutulduğunu öğrendim. Takıldıktan 4 ay sonra önce çıkartmak için hastaneden beni aradılar sonra gün vermelerini beklerken, uzun süre içimde kaldığı için artık çıkartılamayacağını söylediler. Başıma gelen son talihsizlikte bu oldu. Artık filtre çıkartılamayacaktı ve ben ömür boyu kan sulandırıcı kullanmak zorundaydım. İlestomi ameliyatım başarıyla tamamlandı. Sonrasında 3 farklı özel hastanede Ivf bölümüne başvurdum. Filtrem ve geçirdiğim operasyonlar sebebiyle yumurta toplama, hamilelik süreci ve Doğumun benim için çok riskli olduğunu söylediler. Bu arada ameliyatlardan sonra 3-4 ay regli olmamıştım. Regli olmaya başladıktan birkaç ay sonra kistim tekrarlamıştı.
Ayrıca amh değerim çok düşüktü.(0.15) şimdi size şunu sormak istiyorum. Hayatım boyunca en az 7-8 kadın Doğum doktoruna görünmüşümdür. Bunlar özel hastanelerde çalışan doktorlar. Kistlerimi kontrol ettirmek için düzenli olarak doktora da gittim. Peki niye kimse beni uyarmadı? Bu hastalık hakkında doğru bilgilendirmedi. Şuanda anne olma hakkım elimden alındı. Hayatımı riske atmam gerekiyor. Bu yüzden herkesin bilinçlenmesini istiyorum. Endometriozis hastalarının, kadın Doğum doktorlarının, ürologların ve diğer branşlardaki doktorların. Çok mu şey istiyorum? Benim yaşadığım psikolojik yıkım, ailemin ve çevremdekilerin yaşadığı manevi kaybın karşılığı ne olabilir? Hiç birşey! Şuanda doktorlara olan güvenim oldukça az. Artık opere edilme şansım yok çünkü çok riskli. Kistim var ve kendi adıma mücadele edecek gücüm yok. Şuanda hangi doktorla yoluma ilerlemeliyim bilmiyorum. Vissane kullanıyorum ve 8 aydır regli görmüyorum. Bu yüzden kistim sorun çıkartmıyor. Çok korkuyorum hem kendim hem de bu hastalığı taşıyan ve farkında olmayan tüm Kadınlar için. Hikayemin herkese ulaşmasını ve farkındalık yaratmasını istiyorum
N. K.
Bu güzel ve içten paylaşımınız için teşekkür ederiz.
Endometriozis ve Adenomyozis Derneği
Endometriozis cerrahisi halk arasında kapalı ameliyat denilen laparoskopik yöntemle başarılı olarak yapılabilmektedir. Laparoskopi hastalara hastaneden daha erken taburcu olma, daha iyi kozmetik görünüm, daha hızlı iyileşme avantajı sağlamaktadır.
Kesinlikle böyle bir öngörüde bulunulamaz. Hastalığın şiddeti ve hastalara olan etkisi değişkendir. En az 1 yıl korunmaksızın gebe kalamazsanız doktorunuza başvurmalısınız.
2013 yılında tanıştım Endoyla , 4-5 cm iken doktorumun hayatına devam et ilacı yok bunun demesiyle devam ettim bir kaç ay sonra şiddetli ağrıyla tekrar hastaneye koştuğumda 11 cm e yükselmişti ve acilen ameliyat dendi ve oldum 24 yaşında iken. Sağ ve sol ama sağdaki daha fazlaydı planlanan ameliyat laporskopi ama sağ tarafta daha fazla kesi yapılmak zorunda kalındı ve tekrar ilaçsız tedaviyle eve gönderildim. 1 sene sonra tekrar ağrı ve 7 cm sağ yumurtalıkta kistim nüksetmişti.
Nüksettikten sonra Sn.Engin Oralla tanıştık ve visanne tedavisine başladık yaklaşık 2 sene kullandım ve bu süre boyunca hiç adet olmadım bu süre zarfında spora başladım, kilo verdim ve kistim bayağı küçülmüştü biraz psikoloji olarak bunaldığımı düşünüp doktorumla ilacı bırakma kararı aldık ve 1 senedir kullanmıyorum adetlerimde herhangi bir aksaklık ve öyle derin ağrılar olmadı şuan bekarım zaten ve hikayem böyle, arada kontrollere gidiyorum. Kistim stabil durumda ve ilaçsız hayatıma devam etmeyi arzu ediyorum.
BK
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, kelimelerinse kiyafetsiz olduğunu bu derde düşmenden önce…demiş şair ne güzel söylemiş. 2016 yılında evlendikten on gün sonra tanıştım bu dertle meğer ne kadar güzel hayatım varmış diyorum şimdi. Adet ağrılarına, adet dışı ağrılara,mutsuzluğuma ve ailemin baskılarına dayanamayarak sonunda ameliyat oldum Mart 2018′ de…İnanılmaz güven veren, işinin ehli doktordu Allah razı olsun…her iki yumurtalığımda ki biri 6 cm olan çikolata kisti ve miyomlar alındı..sonuca gelirsek yüzde yüz ağrılarım geçmedi, kesinlikle rahatlama sağladı ama bu da yetmiyor çünkü bu ağrı olan tahammülüm kalmadı artık..Söyleyebileceğim tek şey evlenmeden önceki adet ağrılarını önemseyin evlenince geçer, genetiğimiz böyle laflarına sakın ola ki aldırış etmeyin mutlaka doktora görünün…E.A
2015 yılının başlarında sağ bacağımda yürüme güçlüğü ile tanıştım endometriozisle. Ortopedi, fizik tedavi derken romatizma teşhisi koyuldu. Bir yıl boyunca romatizma tedavisi almama rağmen geçmek bilmeyen ve şiddeti daha da artan ağrılarıma idrarımı ve gaitamı yaparken yaşadığım acılar eklendi. Başvurduğum sağlık birimlerinden regl ağrısı teşhisiyle ağrı kesici reçete edilip gönderildim. Bir yıl da bu şekilde geçti. Artık hiç yürüyemez ve ağrıyla baş edemez hale gelince belirtilerimi elime alıp kendim araştırmaya karar verdim.
Endometriozis olabileceğimi ön gördüğümde özel bir ultrason merkezine gittim. O gün derin infiltratif Endometriozis hastası olduğumu öğrendim. Elimdeki verilerle tekrar kadın doğuma gittim ca125 değerimin 98 olması sebebiyle teşhisim netleşti ve visanne tablete başladım. Visanneyi kullandığım her ay boyunca regl olmaya devam ettim ve ağrılarım dayanılmaz boyuta ulaştı bu ilaçla korkunç siyatik ağrısı yaşıyor, gece gündüz uyuyamıyor, ailem ve işimle ilgilenemiyor, deli dolu bir hayat yaşarken çaresizce gözlerimin ışığının söndüğünü izliyordum. Reglimin ilk günü yoğun ağrı bulantı kusma ve en sonunda bayılıyordum. Bu durum reglimin başlamasıyla beraber tam 15 gün sürüyordu. Bir gün acillik oldum Endometriozis odağım kalça bölgemde olduğu için kadın doğum polikliniği beni ameliyat için ortopediye refere etti.
Çok ağır bir cerrahi geçirdim. Açık cerrahiyle pelvis kemiğime kadar indiler ama malesef hiç bir odağımın alınmadığını öğrendiğimde ölmek istedim. Ameliyattan hiç bir yarar sağlayamadıgım gibi daha da kötü oldu her şey hem endo ağrısı hemde cerrahinin acısı beraber canımı yaktı 15 gün süren ağrılarım hiç bitmeyen tükenmeyen acılara dönüştü. Çok mutsuz umutsuz bitmiş bir haldeydim tükenmiş hissediyordum kendimi bir umut ışığına öyle çok ihtiyacım vardıki… Derken 18 Nisan günü endometriozis türkiye derneğimiz sayesinde Doç.Dr.Taner USTA ile tanıştım. İlk defa içimde bir umut oldu. Canımı çok yakan bir sürü testler yapıldı ama hiç biri endometriozis kadar acıtmadı. Dik durmak güçlü olmak zorundayım benim pırıl pırıl 7 yaşında bir oğlum ve bir damla göz yaşım artık akmasın diye bu yolda benimle beraber yürüyen ellerimi hiç bırakmayan bir eşim var.
Şimdi çalışmalar devam ediyor USTA ellerde kurtulacağım günü iple çekiyorum.
Ö.K
Çikolata kistim ile sıradan bir muayene günümde tanıştım. Kendimi bildim bileli şiddetli sancılarım olurdu ama yaş ilerledikçe azaldı. Ağrının azaldığı evrede kist ile tanştım 3,5 cm idi. Sonra her ay ölçtürdüm. Gittikçe büyüyordu.Şiddetli adet sancıları ve daha çok bağırsak hareketleri lavman yapılmışcasına bağırsağım ne yesem çıkarıyor özellikle adet dönemleri. En son yaklaşık 5 cm ulaşmış idik. O zaman endo teşhisi kondu. Doktor ameliyat dedi ben düşündüm ve ameliyat olmaktan vazgeçtim. Çünkü henüz bir bebeğim yok. Bu kist ile evlendikten 2 ay sonra haberdar olmak
? Üstüne hormonlarımı da yükseltmeye başladı. Doğal yolla gebelik zor gözüküyor. Dün gittiğim kontrolüm de ise kistim küçülmüş ameliyatlık bir durum kalmamış. Canı isterse büyürse tekrar sanırım büyüyecek:)Ben ne mi yapıyorum sağlıklı beslenmeye çalışıyorum. Omega 3 kullanıyorum. Vitamin değerlerimi yüksek tutmaya ve bağırsak sağlığıma dikkat ediyorum. Bağışıklığımı güçlendiriyorum ve bazı bitki çayları içiyorum. Egzersiz yapıyorum. Çok şükür adet dışı ne ağrı ne akıntım var. İçimde büyüyen bir bebek gibi onu sevmeye çalışıyorum. Belki böylelikle beni ter keder 🙂 Şaka bir yana çok çok sancılı bir süreç.
Allah hepimize şifa versin?
Merhabalar,
Önce bir süre klavyeme bakabildim, açıkçası ne yazacağımı bilemedim. Ağrılarla her gün, her dakika hatta şu anda bile kıvranırken ne yazacağını bilememek trajik komik aslında . ? Benim bu hastalıkla tanışmam, yaklaşık 6-7 yılı buluyor. Şu an 38 yaşındayım. 20’li yaşlarımda ve daha öncesinde ve hala da adet günlerim hep uzun, yoğun ve ağrılı geçer. Bu dönemde sürekli bitkin ve hem cinslerime göre de bedenim daha zayıf düşer.
Klasik ağrıya alışkındım fakat sonraları belimde oluşan ağrı, onunla seyreden kuyruk sokumunda ve makatta oluşan ağrıyla ilk doktor yolculuğum başladı. Daha öncesinde de doktora gidiyordum ama kimse durumumun farkında olamadı ne yazık ki. Doktor serüvenim başladığında kimse ilk başlarda çikolata kistim olduğunu söylemedi, ben şikayetlerimi anlatıyordum , ağrıların adetimle başladığını söylüyordum sürekli, fizik tedavi dokturana bile muayane oldum inanın, çünkü fıtıktan şüphelendiler, vs. vs. Sonra bir gün bana çikolata kistin var dediler, ilerde bebek sahibi olman zorlaşır dediler. O gün çok üzülüp çok ağladığımı hatırlıyorum sadece. Çocukları çok severim çünkü.
Sonra başka doktorlara da göründüm, ilk ameliyatımı 2012 yılında oldum. Önce laparoskopiyle başlanıp, sonra açık cerrahi ameliyata dönülmüş. Yapışıklar derinmiş, rahim arka duvarına , bağırsaklara kadar derin yapışıklıklar söz konusuymuş. Doktorum başarabildiğim kadarını temizledim, sana ilaç tedavisi başlayacağız dedi. Doktorum, beni ameliyat ettikten 15 gün sonra elim bir olay sonucunda vefat etti ne yazık ki.. Doktorumu zor bulmuştum, tam tedavimi başlatacakken kaybettim. Sonra yine başka doktor denemesi, kimse sağlıklı birşey söylemiyordu, sürekli ilaç verip yollama çabasındaydılar, dönem dönem belli zamanlarda visanne kullanmaya başladım. Zaman geçtikçe, ağrılarım arttı ve artık dayanılmaz halde.
2017 yılında tekrar bir ameliyat daha oldum. Çünkü çok kötüydüm, düzelmek yerine daha da kötüleşmeye gidiyordum. İkinci ameliyatımda evliydim. Ameliyat sonrası bir iki ay ilaç kullandım, Lucrin depot iğne vermişti doktorum. Şu son 7 yılda yaşadığım en güzel iki aydı sanırım. Ağrı olmadan uyumak ve güne başlamak kadar harika bir duygu yok inanın. Çünkü çok zor zamanlar geçiriyorum. Dışarı bile adım atmadığım aylarım oldu, uykusuz geçirdiğim, ağrıdan ölmeyi dilediğim zamanlar geçirdim. Hala da bir düzelme yok. Kronik bir ağrı artık. Gün içerisinde kullandığım ağrı kesiciler olmasa hayatıma nasıl devam ederim inanın bilmiyorum. öyle bir iki tane değil, kutu kutu ağrı kesici bitiriyorum. Bazen etkili olmuyor kendimi acil serviste buluyorum. Bedenim bir şekilde yıprandı , yıpranıyor, ama bu hastalığın ruhumda yarattığı tahribat çok daha büyük. İnsanın umudunu, dayanma gücünü elinden alıyor. Çünkü doğru düzgün çalışamıyor, rutin , günlük işlerini yürütemiyorsun.
Şimdi ise yaş faktörü, ve yumurta rezervini göz önünde bulundurunca ilaç tedavisini devam ettirmenin bir anlamı kalmadı. Önümüzdeki ay tüp bebek deneyeceğiz. Umarım daha da yıpranmadan anne olabilirim inşaallah.
Okuyan olursa tavsiyem, hiçbir şikayetiniz yoksa bile mutlaka doktor kontrolünden geçin ve kendinize iyi bir doktor seçin. Ola ki endometriozis tanısı konuldu, bu alanda uzmanlaşmış bir doktor ile devam edin lütfen. Klasik bir kadın doğum doktoru bu konuda yardımcı olamıyor maalesef. Çünkü ben “”sana yeterli olamam bu konuda”” cümlesini çokça duymuş birisiyim. Çok üzüldüğüm nokta anlaşılmamak biliyor musunuz, nasıl evrelerden nasıl zamanlardan geçtiğinizi anlamıyorlar. Ya da anlamak istemiyorlar bilemiyorum. Tek dileğim, hastalığımıza kesin tedavi bulunması ve sesimizin daha çok duyulması. Herkese ruhen ve bedenen şifa diliyorum.
Sevgiler.
Benim endometrioz hikayem 4 yıl önce başladı. Adet dönemleri haricinde bıçak saplanır gibi ağrılarım oluyordu adetlerim duzenliydi ama o ağrılarım şiddetliydi. Hep soğuk almışımdır ondandır derdim çünkü başka hiçbir belirti yoktu ama değilmiş. 4 yıl önce bu şikayetle gidip polikistikover kist tedavisi için doğum kontrol ilacına baslatildim. Kullandığım ilactan dolayı adet kanamalarim 1 ay dinmedi ve dindirilmesi için doktorum tarafından başka bir ilaç verildi. Durduktan sonrasında ilaca devam etmeden 1 yıl süre kadar sonra doktora gittim. Bu sefer gittiğimde polikistik değil ama 9 cm çikolata kistim olduğu söylendi. Yeniden doğum kontrol ilacıyla tedaviye başladım o tedavi sürecinde küçülme olmadı doktor değişikliğiyle 1,5 yıl visanne kullandım 9 cm den 6 cm’e düştü. Biraz ilaca ara vermem söylendi. Uzun süre ilaç kullanmamin ve kilo almamin psikolojisiyle 1,5 yıl ara verdim ve bir ay önce kistim patlama yapti 2 gün müşahade altında tutuldum kanamanın nerden kaynaklı olduğu goruntulemelerden anlaşılmayacak kadar çok fazla yapışıklık yapmış. Riskli durumum atlatıldıktan sonra 1 ay sonrasına ameliyat günü verildi. Yani dün sabah hastaneye yatışım yapıldı tüm gün bütün tetkiklerim hazırlıklarım yapıldıktan sonra akşam hastaneden doktorun işi çıktı yarın seni ameliyat yapmayacak nezaman yapacağı da belli değil diyerek hastaneden belirsiz bir şekilde taburcu edildim. Tümör değerlerimin artışa geçtiği söylendi. Kistim patlama yaptığı zamandan beri ağrılarım çok sık oluyor. Zorlayıcı hareketler yapamıyor uzun süre ayakta kalamıyorum, 27 yaşında bekar bir insanım yumurta rezervlerim sınırda umarım bu durumumdan sağlıklı bir şekilde kurtulurum. Şimdi yeni bir doktor arayişindayim benim hikayemin sonu nasil biteceği belirsiz…
Sizlere de kullanılan ‘küçük bir çikolata kistiniz var çok önemli değil takibini yapalım’ lafını ciddiye alın ve asla ihmal etmeyin. İhmal edilen küçük kistler büyük dertlere dönüşebiliyor.
Merhabalar
Ben 22 yaşındayım ve bekarım, Samsunda yaşamaktayım. İsmim Betül Soyadım Ö. bundan 3 sene öncesinde şiddetli ağrı ile OMÜ ‘ de acil ameliyata alındım ameliyatımın küçük bir kist ameliyatı olucağından bahsedilmişti ve kısa süreceğinden ancak 4 buçuk saatlik bir ameliyat geçirdim bu ameliyatta hastalığımla tanıştım hastane çıkışı hemen visanne ye başladım ve şimdi 3 senedir menepozdayım visanne kullanmama rağmen hastalık 6 ayda tekrar nüks etti OMÜ deki doktorum burada yapabilecek farklı bir durum olmadığını belirterek beni Ankara Başkent Üniversitesi Hastanesine sevk etti burada Hulusi Bülent Zeyneloğlu’ Hocam ile tanıştım kendisi benim durumumun doğuştan olduğunu ve son evre olduğumu iletti 2. ameliyatın kesin olması gerektiğini belirterek ben tekrar ameliyat oldum bağırsak, böbrek, sinir uçlarım şuan hep yapışık. Çok büyük ve başarılı bir ameliyat geçirdim bu sefer 28 günde bir kalçamdan menepoz iğnesi vurularak menepoza sokuldum bu ameliyat sonrası 4ay gayet iyiydim menepozda olmama rağmen tekrar başlayan ağrılarım kaynaklı gözlem altında olduğum Hulusi Bülent Hocama kontrole gittim yine 3 cm lik kisttimin olduğunu gördük odaklar halinde tekrar sarmaya başlamıştı ağrılarımın şiddetini ve boyutunu tahmin edersiniz ki artık acillerde morfin veriyorlar ancak 3 sene içinde 3. büyük ameliyat yaşım kaynaklı beni çok sarsıcaktı bundan sebebiyet karnımdan Lucrin Depot 3 Ay IM/ SC 11,25 mg lik iğne vuruldum şimdi tekrar bir 3 ay için aynı iğneyi bugün itibarıyla karnımdan tekrar vurucaklar benim endo hikayemde bu şekilde çok zor Allah hepimizin yardımcısı olsun.
MERHABA
Endometriozis yüzünden geçirdiğim zor zamanları ve hala devam eden mücademeli sizlerle paylaşmak istiyorum.
2015 eylul ayında evlendiğimde adet sancısı dışında hiçbir sağlık sorunum yoktu. Bu ağrıların peşine çok düştüm çünkü günlük işlerimi bile yapamıyordum. Bir çok doktor gezdim ultrasonla bakıp hiçbir sorun olmadığını bazı kadınların adet dönemini bu sekılde sancılı geçirdiğini söyleyip ağrı kesici yazip gönderdiler. 2017 ocak ayında korunmamaya başladık 4 ay denedikten sonra eşimle beraber kontrole gıttık
Nitekim bende ciddi bir büyüklükte çikolata kisti çıktı. 3 hekiminde ortak kararı amelıyat..
Hemen laparoskopi yapıldı ve tüpleriminde kapalı olduğu anlaşıldı acılmayıncada eşimin onayı ile tüpler bağlandı, yoksa tüp bebek şansımda kalmayacaktı.
Ameliyattan sonra kist tekrar yenilememesi için 3 aylık geçici menopaz iğnesi yapıldı . Ve sonrasında tüp bebek seruvenım başladı. Tabı bu sure içersinde kist tekrar yeniledi.
İlk tedavıde 11 tane yumurta toplandı. 7 tanesi 1. Kaliteydi fakat 5. Güne 2 tane sağlam yumurta kalmıştı. Transfer yapıldı ve 15 gün sonra kan tahlili verdim, sonuç NEGATİF.
Bırakmadım tabı 2. Tedaviye başlamadan histereskobi yapıldı. Rahim duvarı düzeltildi ve çeltik atıldı. Takip eden ayda 2. Denememızı yaptık 19 tane yumurta toplandı 5. Güne 3 tane 1. Kalite kaldı ve hepsını transfer ettiler. 15 gün sonra tahlil yaptım ve gene negatif sonuç. Tabı bu sürede döktüğüm göz yaşlarından umutlarımdan hiç bahsetmiyorum bile..
Üçüncü tüp bebek denemesi için başka bir doktorla görüştüm. Herşey en baştan başladı. Laparoskopi ve histereskopi yapıldı, kist bağırsaklarıma yapışmış müdahale edemediler o yüzden. histereskopi ilede rahimdeki perdeler temizlendi. 2 ay sonra tekrar tüp bebek deneyeceğiz..
Ne yazikki hekimlerimiz kısırlık olunca araştırmaya başlıyor. Bu kist ilerlemeden rahme zarar vermeden farkedilemiyor mu bilmiyorum..
Umarım bu konuda Sizler sayesinde biraz bilinçleniriz. Emekleriniz için teşekkür ederim.
S. G.
Çeken -ve çekenin yanındakiler- bilir, endometriozis (çikolata kisti) hastalığı insanı öldürmez ama süründürür. Ağrıdan beliniz bükülür, regl başlamadan önceki günleri korkuyla ağrılı günleri planlayarak, regl günlerini de ağrıdan kıvranarak ve ölsem de bu acıyı çekmesem diyerek geçiririrsiniz. Hekimlerden gelen tedavi önerileriyse ameliyat, hormon ilacı, doğum kontrol hapı, yumurtalık dondurma, hemen evlenip çocuk doğurma skalasında salınır. Bu arada çoğunun söylediği şeyler birbiriyle çelişir de, biran önce çocuk doğurma uyarısı sabit kalır. Bu süreçte şanslıysanız ameliyat edip genç bedeninize kıymak istemeyen bir doktora denk gelip en azından hikayeniz dinlenir, takibe alınır ve mutlu hissedersiniz. Örneğin kilonu ve yaşam tarzını da hesaba katıp ona göre bir tedavi öneren doktor ilaçtan başka birşey öneremese de canım bri doktor olabilir. Size dair birşeylerin dikkatle dinlenmesi bile çok nadir gerçekleşir çünkü. Bu arada bu ilacı kullandığınız süre boyunca neredeyse hiç regl olunmaz ama doktorlardan şöyle cevaplar alınır: "sıkıntı yok, 10 yıl da regl olmazsan önemli değil, menapoz değilsin sonuçta." İşte ben de bu şekilde beyin yakan cevapların, umutsuzluğun ve öfkenin diplerinde dolaşırken önce endometriozis.org ile, sonra da annemin inatçı arayışları sayesinde Dr Pınar Bahat ile tanıştım. Kendisi başka hiçbir kimseden duymadığım çok bütüncül bir yaklaşımla bana hem moral hem de tıbbi destek vererek birkaç ay içinde hem kistimin çok küçülmesini hem de ağrılarımın sıfırlanmasını sağladı. Üstelik hormon ilacı kullanmadan, tamamen bütün vücudumu temizlemeye yönelik takviye gıdalar ve başka desteklerle. Kendisinin bir başka çok etkileyici yönüyse beslenmeyi de yogayı da beden farkındalığını da bu iyileşme sürecinin içinde görmesi. Sayesinde artık minnak ve bana azap çektirmeyen bir kistim var, birkaç ay önce hayal etmem bile imkansızdı. Bunu ne kadar kutlasam, Pınar hocaya ne kadar minnet duysam az kalır. Elbette bununla beraber buhar banyoları, yoga, arvigo masaj terapi, hint yağı uygulaması, rahatlatan bitki çayları, daha az stres daha çok keyif ve beden farkındalığı gibi pek çok iyileştirici yenilik de hayatıma dahil oldu, bunlar için de bir sürü kadının bilgi ve deneyim paylaşımına minnettarım. Demem o ki, ne günlerce ağrı çekmeye, ne ameliyat olmaya ne de çocuk doğur geçer diyenleri dinlemeye mahkumuz. Tek başına debelenmek ve çözüm aramak çok yorucu olabiliyor ama endo’yu kendi başına gökten düşmüş bir hastalık olarak görmeyip onun tüm beden ve aslında hayatımızın işleyişinin bir sonucu olduğunu kabul etmek ve bunun farkında olan kişilerden destek almak iyileşmenin de başlangıcı olabilir. Kısa süre içinde azaplardan kutlamaya geçmiş biri olarak bu kadar bilmişlik yapmaya hak gördüm kendimde ve dilerim kistsel, vajinal ve ağrısal dert çeken herkese birazcık umut ve güç ulaştırabilirim. Bu arada kendiniz ya da etrafınızda bu derdi çekenler için endometriozis.org sitesini takip etmeyi öneririm:
Nisan Alıcı
merhaba ben azerbaycandan yaziyorum.size bende endometriozis hastasiyim bu hastaligin her bir seyine katlanmak olur ama bence en zor olani ane olamiyorum artik cok koekuyorum ya bir gun hic ana olamasam.artik psikolojime bile etki ediyor.
Leyli
Merhaba Endo Kardeşlerim ben 30 yaşında bir Endometriosis hastasıyım. Yıllardır çektiğim ağrıların sebebinin bir türlü çözülememesi beni yıllarca gerek sosyal gerek okul gerekse iş hayatımda hep zor durumlara soktu. Günlerce evden çıkamadan çektiğim ağrılar artık ağrı kesicilerin hiçbir işe yaramadığı halde şeker gibi kullanıp mideme verdiğim zararlar, içimde kör bir bıçakla sürekli pelvik bölgemi boydan boya kesen bir hisle çoğu zaman çığlık çığlığa çektiğim acıları, yıllarca “evlenince geçer”.” Amannn! Karın ağrısıdır abartma”, diyerek ötelenip küçümsenen bu şiddetli ağrılar çektiren hastalığımla Mart 2018’de tanıştım. aslında biliyorum ne olduğunu çevremde bu hastalıktan mustarip birçok yakınım arkadaşım yıllarca çocuk sahibi olamadı. Sadece acılarımın sebebinin adını bilmiyordum hiçbir teşhis konulmamıştı bu güne kadar.
Ve artık 30 yaşındayım çalışan bir kadınım, daha çok hedeflerim var ama aynı zamanda 4 yıllık mutlu bir evliliğim var ve artık ailemizi yeni bir misafir ile taçlandırmak isteği yavaş yavaş kapımızı çaldı. Ama bunun içinde bir hazırlık süreci olması gerektiğini düşünen ben her fırsatta olduğu gibi işi uzmanına bir doktora danışmak istedim. Muayene olma fikri bile yokken sadece danışmak maksadı ile en yakınımdaki bir hastaneye giderek:
“Doktor bey biz 1 yıl sonra bir çocuk sahibi olmak istiyoruz ama bu süreçte bedenimi nasıl hazırlamalıyım? Nasıl beslenmeliyim? Kaç kilo olmalıyım?” aslında bildiğimiz şeyler genel hatları ile ama ben yine de kuralına göre oynamayı severim.
Doktorumda çok tatlı tecrübeli Sayın Opr. Dr. Yüksel Sezener esprili bir dil ile bana “Canım o senin istemenle olmuyor önce bir muayene edelim seni” dedi.
Ve regli olduğumu sadece danışmaya geldiğimi söyledim evet çok sancılanıyorum ama her ay düzenli regli oluyorum hiç adet düzensizliği yasamıyorum evet sancılanıyorum ama bu normal regli sancısı evlenince geçmedi ama şimdide çocuk doğurunca geçer diyorlar henüz onu denememiştimJ velhasıl muayene oldum Yüksel bey bana ”Bundan haberin var mıydı?” Dedi neyden diye karşılık verdim çikolata kistin var dedi ben hemen panikledim çünkü kendisini ismen tanıyordum ama hiç yüzleşmemiştik.
Hayır dedim ama bu doğurganlığımı etkilemez mi? Kısırlık yapmaz mı? Ondan mı bu kadar sancı çekiyordum? Bana panik yapma dedi. Birkaç tahlil istedi yumurtalık kalitem ile ilgili sanırım hiç sorgulamadım daha fazla öğrenmek istemedim.
Bana korunmana gerek yok dedi kendini rahat bırak beslenmene dikkat et gerisini düşünme en az 6 ay denemen gerek dedi. Denemeden bilemeyiz çocuk sahibi olup olamayacağını dedi.
Eve gittim eşimle konuştum her zaman en büyük destekçim eşim çok önemli olmadığını bunu düşünmememi söyledi zaten bütün ağrılarımın sıcak çay sıcak su torbalı süper kahramanıydı şimdide hayal kırıklığıma ilaç olmaya çalışıyordu.
Ben durmadım tabi araştırdım okudum Endometriosiz Türkiye derneğini buldum takip ettim çeşitli Endo kardeşlerimin çaresizliklerine şahit oldum çözüm bulamadım. Kimse bir faydadan bahsetmiyordu sadece acılardan ve İnfertiliteden bahsediliyor. Yabancı kaynakları incelemeye başladım yabancı #endosister ’larla iletişime geçtim beslenme ve pozitif enerji ile Endometriosis’lerini nasıl küçülttüklerin okudum. Belki gerçek belki değil ama denemekte fayda var dedim ve vegan ve glütensiz bir beslenme şekli ile 4 ay gibi bir süre beslenme şeklimi değiştirdim bıçak gibi kestim alışma süreci vs. değil ve mental olarak ruhuma da aynı diyeti uyguladım beni rahatsız eden her şeyden vs. herkesten uzaklaştım. Tek isteğim Eylül’de gideceğimiz İtalya seyahatinin eşime ve bana unutulmaz bir anı bırakmasıydı. Tek duam o zaman eşime güzel haberi vermekti. Kendime bir Günlük tutmaya karar verdim ve @cikolatakıstım hesabımı açtım. Yapmaya çalıştığım pozitif şeyleri orada paylaşmaya çalıştım çünkü çektiğim acıları kimse anlamıyordu sadece haykırmak istiyordum acılarımın, kalp kırıklığımın boyutunu.
Bu sırada her ay yine düzenli adet oluyorum ama sancılarımda hafif hafif azalma hissediyorum bu arada yine de farklı doktorlara gidiyorum ve hepsi de bana hiç acımadan senin çocuğun olmaz önce tüp bebek denemelisin ardından kistlerini aldırmalısın başka türlü çocuk sahibi olamazsın, diyordu.
“Ama doktor hanım/bey ben henüz birkaç aydır deniyorum” “tabi denemelisin ama çok vakit kaybetmememlesin yumurta kaliten düşmemeli” evet haklılar doktor olarak bana her ihtimali söylemeliler ama bir kadının duyabileceği en acı şeylerden bir tanesinin anne olamama ihtimalini düşünmek. Bunu duymuştum en yakınımdan acılarına yakından şahit olduğumu onu anladığımı düşünüyor, onun için çok üzülüyordum ama yeterince anlamamışım kimse bu duyguyu hissetmeden anlayamaz. Anneniz, kardeşiniz bile bir kadının anne olamama ihtimalinin verdiği korkunç hissin tarifi yok. Endometriosis sancılarından bile kötü, birde üstüne etrafınızdaki her dişi doğurganlığının zirvesindeymiş gibi birer birer hamile haberlerini alırsınız.J Bu sırada tüplerimin açık olup olmadığını öğrenmek için rahim filmi çektirmeye gittim. Kendi doktorum Dr. Yüksel Sezener’e beni görünce “ben senden bu filmi istemedim neden geldin” dedi “bende kendim istedim merak ediyorum dedim tüplerimin durumunu” o da bana bunları düşünmemem gerektiğini kendimi rahat bırakmamı söyledi. “Ama ben kısır olabilirim. ”dedim o da bana “ben sana böyle birey demedim sadece artık korunma ve hiçbir şey düşünme dedim” dedi. Sonucu aldık ve temizdi tüpleri açıktı ama bu bir şeyi değiştirmiyor. Bir sürü bilimli bilimsiz bilgi var internette ve hepsini okuyorum yine de kısır olabilirim açtığım @cıkolatakıstım sayfamda sürekli olumsuz eleştiriler “bu şekilde bir çözüme ulaşamazsın, ben yıllardır deniyorum olmuyor beslenmeni değiştirmen hiçbir işe yaramaz” gibi mesajlar alıyorum ve her geçen gün kahroluyorum ama pes etmiyorum. Mesleğim gereği beslenmenin önemini tedavilerde homeopatik etkilerin, mental dinginliğin ne demek olduğunu az çok biliyorum. Yine de bu kadar olumsuzuz bilgi karşısında direnmek çok zor bir sure ara verdim sayfaya, internetten birey araştırmayı bıraktım ve bedenime olumlu mesajlar gönderdim. Felsefik bir bilgim yada yoga meditasyon uğraşım yok bunları iç güdüsel yapıyorum yediğim her şeyin bana şifa olarak geri dönmesini diliyorum. Ve bebeğimin bedenime şifa getirmesi için onu sürekli davet ediyorum. Siz buna dua deyin meditasyon deyin adı her ne ise bilmiyorum ama ben buna annelik iç güdüsü diyorum.
Ve bir gün reglim gecikti 2 gün normal dedim hava değişimi iş yoğunluğu düşünmedim çünkü hayal kırıklığı en büyük düşmanım. 3 gün 4 gün olabilir ben Endometriosis hastasıyım bu normal 5 gün 6 gün.7 gün çok şiddetli sancılar çekiyorum bu arada hiç aralık vermeden açı çekiyorum sıcak su torbalı süper kahramanım endişeli çünkü karşısında iki büklüm acı çeken sevgilisi ve elinden hiç bir şey gelmiyor. Doktora gitmek istiyor ama ben istemiyorum çünkü bir rüya gördüm üşüyen bebeğimi elime ısıtıyordum. o kadar küçüktü ki onu korumaya çalışıyordum, ve Eşime sürpriz yapmak istiyorken ansızın öğrenmesini istemiyordum. Galiba emindim Hamileydim ama 10 gün olmasını bekliyordum ama idrar testi yapmadım. 10 gün olmadan test filan yapmayacaktım. Ertesi gün işe gitti müthiş bir sancı ile yerimden bile doğrulamadım daha önce defalarca iş yerinde baygınlık geçirdiğim için insanlara rahatsızlık vermek istemedim. İşyerinden erken ayrıldım ve doktorum Yüksel hoca ya gitmeye karar verdim çünkü 1 hafta sonra tatile gideceğim ve bir çaresine bakmalıydım. Önce bir kan tahlili verdim. Ve tahlil sonucunu beklerken en yakın arkadaşım Ceyda’yı aradım ve beni sakinleştirmesini bekledim. (Bazen melekler kanlı canlı insanlar olabiliyor. :)) zaman geçmedi doktorun odasınınım önünde bekledim sekreteri bana randevumu sordu randevum yok ama tahlil verdim onun sonucuna göre muayene olacağım dedim laboratuvarı Aradı sonuçlarınız çıkmış dedi koşa koşa sonuçları almaya gittim, bankodaki kadın gülerek bana pozitif dedi. Orada ağladım. Hemen Yüksel hocaya çıktım tahlili verdim ağlamaya başladım. Ben ağlayınca ne diyeceğini bilemedi tebrik ederim dedi size sarılabilir miyim? Dedim omzunda ağladım 🙂
Dış gebelik mi? Bebek rahme düşmüş mü? Ben bunları sorgulamadım o da benim hevesimi kırmak istemedi. “burada ufak bir şey görüyorum ama daha erken haftaya yine gel” dedi bir hafta sonra yine gittim. O gün bana” Tebrikler Hamilesin” dedi “Hocam haftaya yurt dışına çıkıyorum problem olur mu?” Olmaz merak etme kendini yorma yeter dedi bu arada kistim büyümüştü. Ama asla bana olumsuz hiçbir yorum yapmayan doktorumun pozitif enerjisi sayesinde hamilelikten korkmamayı öğrendim.
Ve öğrendikten 2 hafta sonra sadece ailemden iki kişi ile paylaştım. Ve kimseye söylememelerini istedim.
Ve duam kabul oldu hayatımın en güzel sürprizini yapacaktım tamda hayal ettiğim gibi. Roma’da Trevi çeşmesi’nin önüne gittik ve eşime “diz çöküp karnımı öper misin? Bu şekilde dilek dilerken bir fotoğraf çekelim ilerde hamile olduğumda çocuğumuza seni her yerde çağırdık demek istiyorum” dedim o da hassas sevgilisini kırmadı. O sırada birinden bizi videoya çekmesini istedim. Ve o güzel haberi verdim onu mutlu ettiğim için çok mutluydum.
Ve artık biliyorum ve çok eminim ki duyduğumuz her olumsuzu son bizimki ile aynı olmayacak. Evet, belki benden çok daha ileri seviye insanlar var daha güç durumlar yaşayan ama bilin ki benden çok daha küçük kistlere sahip olup da çok uzun yıllar problem yaşayanlar var bunlar hep olumsuz düşüncelerin esiri olmamızdan kaynaklanıyor.
Ve bilimsel bir dayanağım olduğundan değil ama ben beslenmenin değil kadın hastalıklarına hayatımızın her bir noktasında bizi nasıl olumsuz etkileyebileceğine şahit olabiliriz.
Şeker düşmanınız Meyve dostunuz olsun 🙂
Dileyen herkesin bebeğinin bedenine şifa getirmesi dileği ile Sağlıklı günler dilerim
Damla Kartal
@cikolatakıstim
25 yaşındayım ve çok şiddetli adet sancılarım sebebiyle doktora görünmem gerektiğini düşündüm ve gittim. Muayene sonrasında birkaç tetkik yapıldı ve ardından endometriozis teşhisi konuldu. Bu süreçte kendimi psikolojik olarak iyi hissetmiyordum. Bunu fark eden doktorum hastalıkla ilgili açıklamalarda bulundu. Ardından bu alanda yaptığı çalışmalardan bahsetti ve her anlamda beni rahatlattı. Sonrasında sürekli kullanacağım ilaç ile tedavi sürecim başladı. İlacı kullanmaya başladıktan sonra eskiden yaşadığım şiddetli adet sancılarım yerini daha hafif sancılara bırakmıştı. Tedavi sürecim ilerledikçe bu sancıların da yavaş yavaş kaybolduğunu gözlemledim. İlaç yaşam kalitemi arttırarak kendimi daha iyi hissetmemi sağladı. Bu sebeple doktoruma desteklerinden ve ilgisinden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum..
Bahçeme penceremden bakınıyorum, kafamda düşünceler, elimde sıcacık limonlu yeşil çayım, yağmur sesi ve kokusu geliyor, açmışım fonda bir müzik. Bu şarkının sözleri, müziği nasıl da güzel. Sanki eski parçalar 90 lar hep güzel, belki de geçen günleri bana tekrar yaşatan, ilk aşkı, arkadaşlarımı hatırlatan, babamın ve annemin şuan olduğum yaşımda ki hallerini gözümün önüne getiren, kardeşimle boğuşup, atıştığım bir zamanlar aynı evi paylaştığım dakikaları anımsatan unsurlardan.
Müzik ve koku özellikle geçmişten bağımı koparamadığım iki şey. Aynı geçmişimizle bağımızı koparamadığınız şu an da devam eden sağlık sorunlarımız gibi. Geçirdiğimiz operasyonların vücudumuzu, psikolojimizi ve hayatımızı şekillendirdiği izleri gibi. İlk ameliyatı mı hatırlıyorum örneğin, geçmiş olsun a gelen insanlar benim apandisit ameliyatı olduğumu zannediyor ve bu konu üzerine sohbetlerini yapıyorlardı. O zamanlar 16 yaşındaydım, ailemin etrafa ne dediğini pek umursamıyor olsam da neden gerçeği söylemediğimizi çok iyi anlıyordum. Etrafın bunu bilmesi, bunun yayılması ve ileri de çocuk yapmam ile ilgili kafalarında soru işaretlerinin oluşması aile büyüklerini çok endişelendirmişti. Tarih 1999, çok normal belki, belki de değil ama hala günümüzde de kadınların doğurganlığının sorgulandığı gerçeği hakim. Hala regl ağrılarının evlenince geçeceği, ilk doğumdan sonra yok olacağı ve genç ergen kız olmanın regl ağrısıyla birlikte anıldığı hurafelerin kulaktan kulağa yeni nesile de aktarıldığı dönemi hala yaşamaktayız. İlk reglimden itibaren ağrıları ne şiddetli yaşadığımı çok net hatırlıyorum. Ergenliğimde ailemin beni anlamamasıyla birlikte gelişen anneme bile uzak duruşum regl ağrılarımı annemle paylaşmamı engellemişti. Şimdi bile bedenimde o zaman ki çektiğim ağrıları üzerimde hissedebiliyorum, şu an bile aklımda oturma odasında ki sessiz kıvranışımı, çok ama çok ağrılıydı. Ergen bir çocuğun bunu saklaması, yardım almaması bir bebeğin dinmeyen ağlayışı gibiydi. İlerleyen zamanlarda annemden ne kadar saklamaya çalışsam da gözünden kaçmayan yüzümü ekşiten, kıvranan tavırlarım sonunda söylediği teyzen de çok kötü olurdu, iğne yaptırırdı bak ağrı kesici içebilirsin oda anca o şekilde atlatır olunca bunu kabullenen ve arada annemi de ağrılı, evde beli bükük yürüdüğünü gören ben artık genç kız olduğum ve bunu hep çekmek zorunda kalacağıma çoktan inanmıştım.
Doktorlarda bunun aksini söylemedi hiç ta ki Eylül 2018’e kadar. Hatta orta okulda ağrılarım için bir doktorun reglden 10 gün önce tuzun sıfırlandığı beslenme şeklini bile denemiştim, çok zordu ve uzun sürmedi tabi. Profesörler de dahil ben kimseden ağrı konusunda aksini duyamadım. Hep öyle inandım, bazen kıvranırken dedim acaba ne yaptım da bunları ben yaşıyorum ya da Allah’ım beni sınıyor, isyan etmemeliyim inanışı, bazen acıların daha acısını sezaryen doğumda ve kist ameliyatlarımda tattığımdan çoğu ay halime şükrettim durdum. Ağrıları hep kabul edip, ağrı kesici ilaç içmeyi de doğru bulmadığımdan çoğunu ilaçsız sevgili sıcak su torbalarıyla, bazen hiçbir şey yemeyerek, bazen sıkı giyinerek bazen sıcacık çaylara sarılarak geçirdim. Tabi bu anlattıklarım ev koşullarındaydı ama hayatım evde geçmedi. Kurslarım, eğitimlerim, lise, üniversite, stajlarım, iş yaşamım derken her ayın 2-3 günü sabah erkenden kalkıp sorumluluklarımı yerine getirmeye güç bulamıyordum bu sebeple kadınların evde oturmasının ne kadar mantıklı olduğuna inanmaya bile başlamıştım. Oysa ki derslerimde, stajlarımda, iş hayatım da çok başarılı ama sırf bu yüzden yaşadığım bağırsak sorunları, ağrılardan, kanamalarımın yoğunluğundan hayatımı nasıl böyle devam ettireceğim endişesini hep yaşadım durdum.
Hep inşallah ile geçiyordu zaman. İnşallah sınav haftasına denk gelmez, inşallah arkadaşlar la buluşma gününde hastalanmam, inşallah düğün günüyle aynı gün olmaz diye diye. Çünkü hem şiddetli ağrı çeker, yoğun kanama yaşar, çok üşür ve koca şiş karınla kıyafetlerimle rahat edemez olurdum. Gel zaman git zaman 16 yaşındaki ameliyatımdan sonra üniversite de okurken tekrar ultrasonda kist görüldü ve doğum kontrol hapına başlamak zorunda kaldım. Hapın bende yarattığı olumsuzlukları dile getirmeyeceğim bile. Zaman geçtikçe kist büyümüş ilaca tepki vermemeye başlamıştı. Ben evlenmiş ve yaşadığım sıkıntılardan dolayı doktoruma gittiğimde 10 cm’lik bir kiste merhaba deyip ve adını ilk defa duyduğum bir hastalıkla karşı karşıya olduğumu öğrenmiştim. Adı sevimli olsa da kendi hiç sevimli değildi oysaki. Çikolata kisti yani Endometriozis kisti, Endometriozis hastalığıydı. Ağrıların sebebi, fazla kanamanın sorumlusu, bağırsak mide hareketlerimi dengesizleştiren tatlı mı tatlı çikolata kistleri. Durum böyle olunca ameliyat olup ardından hemen çocuk yapmam için doktorumun tavsiyesiyle tüp bebek doktoruma yönlendirildim. Karar vermem 3 sene sürdü ve ilk denememde çok şükür kızıma kavuştum.
Ne güzel bir duyguymuş tabi paha biçilemez. Bebek benim gibi iki yumurtalığı ameliyatlı olup bir yumurtalığı neredeyse olmayan ben için bir mucize tabi. Evet bebek olmama ihtimali hep bilinir ama kimse bana ağrıların sebebidir, kusmaların, sindirim sisteminin kitlenmesinin sebebidir diyemedi. Bu normal deyip hep geçiştirdiler ama aklıma mantığıma, okuduğum sağlık, beslenme vb. Kitaplarda edindiğim yarım yamalak bilgilerle bir şeylerin hep ters gittiğini sorgulamış ve araştırmaya ara verememiştim çünkü iç sesim bunu kabul ettirmiyordu. Kadınların çoğu 3 gün kanama görürken ben neden 7-8 gün görüyor bazen 21 gün bile dolmadan aynı ay içinde 2 kere regl görüyordum. Çok sağlıklı beslenmediğim günlerin ardından regl dönemlerim de hem kusuyor hem bağırsaklarım kitleniyor hem bir şey yediğimde sindiremiyor o günleri serumsuz atlatamıyordum. Bunlar defalarca tekrarlanınca daha da çok sorgular olmuş, pes etmeden önüme gelen her doktora bunu soruyor anlatıyordum. Hayatımı artık o kadar olumsuz etkilemeye başlamıştı ki yattığım yatakta sağa sola bile dönerken acı çekiyor karnımda oluşan gazdan, hazmedememekten kıvranıyordum, elimde koca iğne olsa da batırsam çıksa gitse karnımdan şu gazlar diye çizgi filmleri andıran hayaller kuruyordum. Bu fizyolojik belirtileriyken, psikolojik olarak hep bu günlerimde yatağa mahkum olmak hep birilerine muhtaç olmam gerektiğini sorgulatıyordu. Hep muhtacım, bana ve kızıma biri bakmazsa ben nasıl yapacağım diye hep düşündüm durdum oysa ki evdeydim çalışmıyordum ya çalışsaydım ya daha büyük sorumluluklarım olsaydı.
Oysaki idealist biri sağlık sorunuyla ancak bu şekilde vazgeçebilirdi isteklerinden. Ne arkadaşım ne komşum ne ailemden birileri anlamıyordu beni. Ben hep kendimi suçluyor evet kötü beslendim ondan oldu deyip duruyordum. Benim kaçamak yapmaya hakkım yoktu çünkü hele ki planlanmış bir akşam yemeği regl öncesi güne denk gelmiş ise vay halime. Ayrıca tek sorun regl de yaşadığım fizyolojik sorunlar değildi, regl öncesi sinirlerimi de çok olumsuz etkiliyor alıngan, sabırsız, tahammülsüz ve agresif biri oluyordum. Çevreme yansıtmamaya çalışsam da bu istediğim seviye de maalesef olmuyordu. Düşünün ki bunu 20 günde bir yaşıyorsunuz hep bir kısır döngü, hayata dair planlarınız olsa bile endişe ediyor, erteliyor, sosyalleşmekten çekiniyor, düzenli bir sorumluluk altına girmekten hep çekiniyorsunuz. Bu içimi açtığım yazımda çocuk sahibi olma kısmını çok ele almadım belki ama; hayat herkesin hayatının eksikleri üzerine konuştuğu bir ortam gibi. Kızım olmasaydı evet çok daha kendimi yetersiz hissedebilirdim ki bırakın kardeşi olsun dediğim de bu eksiklik duygusunu yaşamış biri olarak çok iyi anlıyorum. Etrafımızda ki insanların dediklerini umursamamamız gerektiğini çok iyi bilsem de neden kardeş yapmadın, bak evdesin hadi doğur bir tane daha, bak ileri de pişman olacaksın gibi sözleri sadece kendimin üstesinden gelmeye çalıştığım zor süreçleri ve tüp bebek denemelerin de aldığım hormon yüklü ilaçların beni nasıl olumsuz etkilediğini hatırlatıp üzmekten başka hiç bir işe yaramıyordu.
Çok fazla akıl veren olsa da kendilerini benim yerime koymaları mümkün değildi. Çocuk yapmamanın veya çocuksuz olmanın, tek bir çocuğunuzun olması sadece tercihlerden kaynaklandığını düşünmeleri, sadece insanların istediği zaman olabileceğini düşünmeleri konuşmalarına da yansıyor bizim gibi elinden bir şey gelmeyenleri oldukça üzüyor, hep bir açıklama yapma ihtiyacı hissettiriyordu. Yani bakınca bu hastalığın sosyolojik yönü de kişi de bir baskı oluşturuyordu. Bir hastalığın kişinin ergenliğinden itibaren nasıl da tüm hayatını etkileyebildiğinin kanıtı gibi anlatmaya çalıştıklarım. Tabi bu sonuçların bir hastalıktan kaynaklandığını biliyorsanız kendinizi bir nebze iyi hissedebiliyorsunuz peki ya bu sorunları yaşayıp bir hastalıktan kaynaklandığını bilmeyenler de durum nasıldır. Hep bir yetersizlik, suçluluk, çaresizlik, muhtaç olma korkusu, endişe, ağrılarla yaşamaya çalışma, regl dönemine göre hayatı planlama çabaları içinde olup o dönemde sosyalleşmekten kaçma. Öyle zamanlar olur ki yüzünüz bembeyaz, halsiz, karın şiş, bağırsak hareketleri tavan ve size sorulan soru neyin var canım? Cevap regliyim. Sanırım karsındakini bu cevap pek tatmin etmedi. Çünkü çoğu kişi bunları yaşamıyor değil mi? Böyle görünmek için bahane değil gibi. Konu şu ki biz nasıl görünürsek görünelim artık sebebini biliyoruz. Bu konularda kendini fazlasıyla geliştirmiş doktorlarımıza borçluyuz. Ben bir meleğe borçluyum örneğin, nasıl da karşıma çıktı hala inanamıyorum. Biri bana tüm sorularımın cevabını bulduracak mıydı şaka mıydı bu? inanmıyorum vay be dedim. Pınar Yalçın Bahat doktorum hem de devlet hastanesinden, hiçbir tanıdık vesile olmadı o elimden tutuverdi. Ortada hiçbir tanıdık yok, bağ yok karşıma çıkıverdi, demek ne çok istemişim demek bende ne azimliymişim yılmadan yaşadığım sıkıntıları her bir doktora anlatmaktan usanmamışım. Çünkü her anlattığımda aldığım aynı cevapları çok iyi biliyor gene de söylüyordum. Evet kendimi gerçekten seviyormuşum, kendime bende inanıyormuşum. Bu konu da kendime çıkardığım ders asla doğrularından ve azmimden vazgeçmemem ve kimsenin de vazgeçmemesi. Ve tabi ki canım doktorum Endometriozis derneğine üyeymiş anlattıklarımdan hemen teşhisi koyup neler yaşadığımı ben anlatmadan o bana anlattı duygulandım ve çok sevindim.
Benim de sağlıklı yaşama çok ilgim vardı yaklaşık 4 yıldır nasıl beslenmem gerektiğini, hangi takviyeleri almam gerektiğini tahlil sonuçlarıma ve şikayetlerime göre analiz edip kullanıyordum, bu konuda doktorumun tavsiyesini, görüşlerini almak isteyip sorduğumda aynı dili konuştuğumuzu onun bana tavsiye ettiği takviyeleri bildiğimi görünce doğru yolda olduğumu tekrar anlamıştım hatta bu beslenme konusunda en marjinal kararım 3 yıl öncesinde 1 hafta boyunca sebze suyu içmeye karar verip, her gün sabah erkenden düzenli yürüyüşümü yapıp vücuduma temizlik sansı vermemdi. Ve neyi fark ettim tam o hafta regl dönemime denk gelip bir gram ağrı hissetmemem ve beslenmenin ne kadar da önemli olduğunu, sebzenin özsularından vücudumun ihtiyacı olan birçok minerali alma sansı verip asit yükünden kurtulmam ve hücrelerimin bayram etmesi sonucu bana verdiği hediyesi sıfır ağrı. Bu 1 haftayı okuyunca evet çok marjinal, günlük yaşantıda sürekli sebze suyu içip yaşamak zor ama yüzde olarak buna dikkat edersek çok yol kat edeceğimize inanıyorum. Eksik vitamin mineralleri tamamlamak, düzenli hareket, kan dolaşımı, unlu mamulleri ve süt ürünlerini kısıtlayıcı beslenmek, lif içeriği zengin, güneş enerjisi ve klorofil içeren yeşil yapraklı ve koyu renkli meyve ve sebzelerin, baharat ve çiğ kuruyemişlerin, sinbiyotik gıdaların hayatımızda çokça olması, işlenmiş gıdaların sıfır yakın olmasıyla ve doktorumuzun vereceği ağrıya yönelik terapilerle bunları yenebiliriz. Ben ilk nöral terapimi aldıktan sonra ilk reglimde hayatımda hiç tatmadığım duyguyu yaşadım. Bir anda fark etmeden ağrısız, belirtisiz regl olmak nasıl bir duygu tadabildim. Bu müthiş bir şeydi. Endişe yok, ağrı yok, stres yok, karın şişliği yok, eyvah çok işim var ben şimdi ne yapacağım birçok şey yarım kalacak derdi yok. Ve dayanamayıp sosyal medya hesabımda bu duygularımı, bu hastalığımı Endometriozis anlattım.
Kendimi paylaştım belki benim gibi çaresiz olan birçok genç kıza, kadına faydası olur farkındalık yaratırız diye düşünüp yaptım. 4000’e yakın takipçimle ulaşabildiklerime ulaştım, onlar tanıdıklarına ulaştı. Bana birçok meslek grubundan kadınlar yazdı, sordu. O kadar iyi pozisyonlarda insanlar vardı ki yardım almak isteyip bana telefonunu bile veren. Çalışmakta güçlük çekiyorum lütfen bana yardımcı olun diyen. Bu mutluluk bile bana yeterdi, iyiliğe, dertlerine derman kıvamında bir katkımın olabilmesi. Benim çektiğimi çoğu kişinin çekmemesi. Canım doktorum Pınar hanıma yönlendirdim artık içim rahattı. Ben doğruya ulaştım umarım tüm kadınlarımız benim kadar şanslı olur ve kendisini anlayan doktoruna, derdine derman bulur. Çoğalarak bilgiyi yayıp büyümemiz içten dileğim. Utanmadan sıkılmadan yaşadıklarımızı paylaşalım, hepimiz insanız ve aynı duygu ve düşünceleri paylaşıyoruz. Denize atılan iyiliğin bir gün karşımıza ne şekilde çıkacağını bilemeyiz. Paylaşarak çoğalalım. Gelişen Türkiye’mizde kadınlarımız hep sağlıklı, ayakları üzerinde duran, sağlıklı yeni nesiller yetiştirmek için sağlıklı olabilsin, regl kabusumuz değil bu dünyaya yeni güzel ruhlar getirmek, onları yetiştirmek için biyolojik bir avantajımız olsun. Sağlıkla ve sevgiyle kalın.
Funda Çetin
Endometriozis ile tanışmam 8 yıl önceydi. 22 yaşında üniv öğrencisiydim. aynı zamanda pko hastasıydim. dogum kontrol hapıyla tanışmam 16 yaşlarındaydı. bir gün doktora gittiğimde sağ tarafta çikolata kisti olduğunu, ve bir an önce evlenip çocuk sahibi olmam yönünde söylenildi.. 25 yaşında evlendim. henüz çocuk istemiyorum diyordum istediğim zaman olur diye düşünüyordum ): tabi visanneyi artık bırakmıştım yumurta takipleri yapıldı olmayınca önce aşılama dediler tam 4 kez aşılama denedim hepsi negatif oldu..bir de üstüne sol taraf temizdi bir de orada çikolata kisti olduğunu söylediler bir de küçük küçük olan kistlerde var denildi o gün sinirimden ağladım..sonra tüp bebek için başka bir hastaneye gittim ve tedavi başladı bir yıl önce hsg çekilmiştim tüpler açıktı.. embriyo transferi oldu çok umutluydum oysaki.. yine negatif oldu evliliğimde 5. yıla gireceğim bir kere bile hamile kalamamış olmanın üzüntüsünü yaşıyorum. yine umutla bir daha ki ay tüp bebek için tedaviye başlayacağım.
Çağla Aydoğdu
2017 yılının mart ayında rutin bir kontrol için doktora gittim. Kontrol sırasında sağ yumurtalığımda 2,5 cm’lik bir kist olduğunu öğrendim. Bundan önceki kontrollerimde hiç böyle bir duruma rastlanmamıştı. Bu kist yeni bir oluşum olduğu düşünüldü. Bir hafta sonra tekrar kontrole gittiğimde kist 3 cm’i geçmeyi başlamıştı. Doktor bunun çikolata kisti olabileceğini söylemişti. O zamana kadar hiç bir belirtimde olmamıştı. Bir anda şok olmuştum Çünkü ilk kez böyle bir hastalık adı duyuyordum. Üstüne bir de bu kadar hızlı büyümesi beni kötü şeyler düşünmeye itmişti. Hastaneden çıktım ve eve gidene kadar ağladım. Normal bir kontrol için gitmiştim ve böyle bir sonuçla karşılaşmıştım. Eve gidip internette bir hafta boyunca bu hastalıkla ilgili araştırma yaptım.
Tabi bu sırada ailem de panik olmuştu. Böylece birçok doktorla görüşmelerim başladı. Panikten doktor doktor gezmeye başladım. Kistim dört ay içinde 4,5 cm’e ulaşmıştı.Sol yumurtalığımda da polikistik over belirtileri vardı. Tabi tedavilerime de aynı zamanda devam ediyordum. Geçici menopoz ilaçları, doğum kontrol hapları ile kistin küçülmesini umut ediyorduk. Fakat aynı boyutta duruyordu. Bu sırada kistin alınması için ameliyat da gündeme gelmişti. Ama araştırmalarım ve bazı doktorların önerileri sonucu ameliyatın yumurta rezervini etkilediği için en son çare olduğunu anlamıştım. Ameliyat düşüncesini bir kenara bırakıp ilaç tedavisine devam ettik. (Hastalığı öğrenmemin üzerinden 1 yıl geçmişti.) Tabi çikolata kistinin belirtilerinden olan ağrılarım da vardı. Regl zamanı ve kistin hareketlendiği zamanlarda sağ tarafımda fena bir şekilde ağrı ve şişlik hissediyordum. Sıcak su torbası ve ağrı kesiciler bu dönemlerde en yakın arkadaşlarım oluyordu.
Ağrılar galiba bu sürecin en zor yanıydı. Daha sonraki zamanlarda birkaç tanıdığımda da bu hastalıktan olduğunu öğrendim. Birbirimize psikolojik olarak destek vermeye başladık. Bazılarının çikolata kistlerine rağmen çocuk sahibi olmaları ve yaşımın daha genç olması, bana güç vermiş ve panik durumumu ortadan kaldırmıştı.
Çikolata Kisti tedavisi görmüş ve olumlu sonuçlar almış bir arkadaşımın tavsiyesiyle şuanki sevgili doktorum Banu Kumbak Aygün hocamla tanıştım. Yaklaşık yedi aydır tedavime Banu Hoca’yla devam ediyorum. Tanıştığımızdan beri kendisi bana büyük destek olmuş ve sağlığımın olumlu yönde ilerlediğini hissediyorum. Süreçte destek olanlardan bir diğer kişide beni elinden geldiğince stresten uzak tutmaya çalışan sevgili eşimdir. Çünkü bu hastalıkta stresten uzak durup sağlıklı beslenmek çok önemlidir. Ben de şuanda elimden geldiğince stresten uzak durup, kontrollerimi ve ilaçlarımı aksatmadan tedavime devam ediyorum.
Sağlığın değerini bilmek ve umudu hiçbir zaman kaybetmemek bizleri en güzel sonuçlara ulaştıracaktır . Elimden geldiğince insanlara çikolata kistiyle ilgili tecrübelerimi aktarmaya, daha çok insanın bilinçlenip erken tedavinin önemini anlatmaya çalışıyorum.
Duygu Uluçam
2019 yılının Şubat ayındayız. Saat gecenin 3’ü ve 4 buçuk aylık oğlum uyumamak için direniyor. Ancak çok yorulmuş olsam bile uykusuz gecelerim için sitem etmiyorum. Onu sakinleştiren saç kurutma makinasının sesiyle gözlerim dalıyor benim de. Camdan yansıyan dolunayın ışığına yaslanıp 2005 yılının Şubat ayına gidiyoruz birlikte.
Lise son sınıfa giden genç bir kız evinin penceresinden dolunayı izliyor. “Ay gibi güzel yüzlü” derken insanlar, dolunayda iyice belli olan bu kraterleri hiç mi dikkate almazlar diye düşünüyor. Ertesi sabah cilt doktoru ile randevusu var ve kendi yüzündeki kraterlerinden kurtulmayı ümit ederek yatağına yatıyor. Ertesi gün cilt doktoru, oldukça etkili ve kısmen de sancılı bir ilaç tedavisine başlamayı uygun görüyor ancak öncesinde bir kadın doğum doktorunun da muayene etmesi gerektiğini söylüyor. Genç kız utana sıkıla gidiyor kadın doğum uzmanına. Yumurtalık kistleriyle tanışması da işte o zaman denk geliyor.
Gel zaman git zaman, yumurtalık kistlerinin pek çok türüyle karşılaşıyor genç kız; kah 7 cm’lik tek başına bir kist kıvrandırıyor onu sancıdan, kah boyu 1 cm bile olmayan onlarcası dolup taşıyor yumurtalıklarından. Ama her defasında yeniyor onları utana sıkıla kullandığı doğum kontrol haplarıyla. Sivilceler, yüzünde tüylenmeler, sancılı adetler, bir uzayan bir kısalan periyotlar, ne zaman geleceği belli olmayan malum kanamalar derken de geçip gidiyor yıllar. Genç kız 25 yaşına geliyor ve bir evlilik teklifi alıyor sevdiği adamdan. Ne hikmettir ki işler de işte tam olarak o günlerden sonra sarpa sarmaya başlıyor.
2012 yılının Şubat ayında ağrılı geçen ve oldukça gecikmiş bir reglin 3. gününde doktor kontrolündeyim. Nedense doktor ultrason sonuçlarına endişeyle bakıyor ve beni kan tahliline yönlendiriyor. Görmek istediği değerler tümör belirteçleri ve çıkan sonuçlar sınırın biraz üstünde. Bu sefer korku sebepli bir karın kıvranmasıyla MR’a giriyorum, kanser miyim acaba diye evhamlanırken de ilk tanı, nur topu gibi bir dermoid kist oluyor.
Geçerdi geçmezdi, büyürdü büyümezdi, içinde saçı vardır tüyü vardır, insan tırnağı hatta dişi bile olabilir derken dermoid kist heyecanı bir süre oyalıyor beni. Rutin kontrollerle büyüyüp büyümeyeceği takip ediledursun, ben de o arada evleniveriyorum. Herşey keyifli giderken çocuk yapma planlarını da sürekli erteliyoruz. Bu süreçte daha önce yaşamadığım bir şekilde adet kanamalarımın miktarı ve süresi azalmaya başlıyor. Etrafımdaki pek çok kadının sancılı ve bol kanamalı regl günlerimde söylediği gibi evliliğin kistlerime iyi geldiğini düşünüyorum. Ancak yine de birşeylerin yolunda gitmediğine dair cılız bir ses dönüp duruyor kafamda. Yeni, yepyeni bir kadın doğum doktoruna gidiyorum, evlendiğim için ultrason ile muayenemizin şekli değişiyor, bir de MR tekrarı yapıyoruz ve sürpriz!
Asla kendiliğinden kaybolmaz denilen dermoid kist kayboluveriyor, yerinde ise minnoş bir çikolata kisti durmuş ekrandan bize el sallıyor.
Endometriozis, nam-ı diğer çikolata kisti… Ben çocuk yapma planlarını erteleyip dururken kucağıma oturan yeni gerçeğimle doktorum bizi karşısına oturtuyor ve çocuk yapacaksınız diyor.
-Ne zaman yapmalıyız?
-Bir an önce denemeye başlamalısınız.
-30 yaşından sonra denesek olur mu?
-Hayır, bilhassa 30 olmadan önce denemeye başlamalısınız.
-Neden bu kadar acele ediyoruz?
-Normal şartlarda çikolata kisti ile hamile kalma ihtimaliniz var ancak kalamama ihtimaliniz de aynı olasılık dahilinde bulunuyor. Biz en az 1 sene çiftleri normal yollarla gebe kalmaya çalışmaları için teşvik ediyoruz. Eğer gebelik bu süre zarfında gerçekleşmez ise, uygulanacak destekleyici tedavilerde anne adayının yaşının tedavinin başarısını doğrudan etkilediğini belirtmek isterim. 30 yaşından sonra yumurta rezervleriniz azaldığı için, her türlü olumsuz durumu ihtimal dahilinde bulundurarak ben bir an önce çocuk yapma denemelerine başlamanızı tavsiye ediyorum.
İşler nasıl bu kadar ciddi bir hale geldi, doğum kontrol hapı alsak geçmez mi? Ameliyat neden ilk seçenek değil? Ya hamile kalamazsam? 1 yıl uzun bir zaman değil mi, ya herşey için çok geç kalırsak? Ya bir daha hiç çocuğum olmazsa?.. Kafamda çınlayan onlarca soruya rağmen doktora o gün verebildiğim tek cevabım, ne yazık ki uzun bir sessizlikten ibaret.. “28 yaş hamile kalmak için güzel bir yaş aslında” diye düşündü genç kadın. Neredeyse 45 gün geçmişti son adetinin üzerinden ve hala kanaması başlamamıştı. Gözleri gebelik testinde 2. çizgiyi aradı. İnternette “silik de olsa 2. çizgi hamile olduğunuzun habercisi” diyordu bazı kadınlar. Silik bir çizgi ne kadar silik olabilirdi ki? Biraz daha beklemeye karar verdi, ancak sonuç değişmedi. Bu testi de alıp diğer 2 testle beraber çöpe attı.
Hikayenin devamında arası daha da uzayan regl dönemleri, hastanelerin acil servisinde sonlanan ağrılı adet günleri, çekilen rahim filmi neticesinde öğrenilen tıkalı tüpler ve umutla başlayıp hayal kırıklığı ile sonlanan gebelik denemeleri var. Tüpler tıkalıysa da denenecek tek bir yol var; tüp bebek tedavisi…
2017 yılının Şubat ayında, başarısız geçen koca bir yılın büktüğü boynumla doktor kontrolündeyiz. Tüp bebek tedavisi ile beraber baskılanması gereken çikolata kistlerim var. Gebeliğe elverişli hale getirilmesi gereken, T şeklinde, çeşitli yapışıklıkları bünyesinde barındıran problemli bir rahmim var. Çocuk sahibi olamama ihtimalim var. Şimdi de tüm bunlar yetmezmiş gibi dindirmem gereken tonla gözyaşım var.
Genç kadın kendini toparlamak zorundaydı. Tedaviye bir an önce başlamak gerekiyordu ve psikolojisini düzeltmek için cebinde harcayabileceği bir zamanı da kalmamıştı. Bundan sonraki süreçte karşılaştığı hiçbir zorlukta pes etmedi; yumurtaları toplanırken heyecanlıydı, histeroskopiye girerken korkudan titriyordu, yalancı menopoz tedavisine başladıklarında umutluydu, ilk embriyo transferinde endişeliydi, hamilelik haberini aldığında mutlu, gebeliği sonlandırmak zorunda kaldıklarında ise hüzünlü…
Gelişmesi duran embriyo için uygulanan kürtaj ve sonrasında tekrarlanan menopoz tedavisi sırasında sakindi, adet olması gereken zamanda olamadığında da… Transfer günü rahmi hazır olmadığı için ertelendiğinde de sakindi, 2. kez gebelik haberini aldığında da… Sonra ay doğdu hanesine, dünyası aydınlandı. Bir oğlan verdiler kucağına, ay yüzlü, tüm yaşadıklarını unutturdu, tüm korkularını sildi, tüm umutlarını yeşertti. Ruhuna dokundu, sesini kıstığı tüm acılarından kurtuldu.
2019 yılının Şubat ayındayız. Saat gecenin 4’ü ve 4 buçuk aylık canım oğlumu az önce uyuttum. Camdan yansıyan dolunay ışığını uğurlayarak perdeyi kapattım. Mutfağa inip buzdolabının kapağını açtım ve karşımda iştah açıcı görüntüsüyle bana göz kırpan çikolatadan bir parça aldım. Yatak odama döndüm, yatağıma uzandım ve mutlu olabilmek için savaştığım diğer “çikolata” ya göz kırparak tatlı ve güzel rüyalara daldım..
Ben bu hastalığa Derin Mutsuzluk diyorum, çünkü içinde bulunduğumuz durum tamda öyle. Şuan 41 yaşındayım, sanırım bu hastalığın ilk belirtilerini 20’li yaşlarda hissetmeye başladım. Şimdi eskiye baktığımda daha iyi anlıyorum, o sıralar karda düşüp kuyruk sokumumu kırmıştım. Dayanılmaz ağrılar vs. hep ona yoruyordum. Evliliğimizin ikinci yılında bebek istemiştik, ama kendiliğinden olmayınca tüp bebek serüvenine başladık ama bu arada benim ağrılarım aynen devam, niye olduğunuda bilmiyodum. Hiç tahlil, kontrol yapılmadan tüp bebek denedik, birincisi tutmadı, ikincisi de. Yaptırdığımız yer bir kez daha deneyelim deyince bu iş böyle olmayacak dedim ve serüvenim de böyle başladı. Araştırmalarım sonucu yine benim gibi düşüp kuyruk sokunumu kıran bir fizik tedavi doktoru buldum ve ona gittim. MR, röntgen sonucunda doktor kuyruk sokumuma yakın bir yerde kitle olduğunu söyledi.
Genel Cerrahi, derken ortopedi, kadın doğum en sonunda kendimi Genel Cerrahi de buldum ve başka bir tanı ile ameliyat masasına yattım, ama sonuç endometriozism’iş. İlk ameliyatımdan 4 ay sonra bugünki kadın doğum doktorum tarafından yeniden ameliyat edildim. Kendisi benim bu dünyada başıma gelen en iyi şeylerden biridir. Ameliyat sorası ilaç kullanmaya başladım adet görmemek için. Dördüncü evre bağırsak endometriozisi teşhisi kondu, 3-4 sene ilaç kullandıktan sonra doktorum isterseniz son bir kez tüp bebek deneyelim dedi, aksi takdirde tekrar ameliyat olup, rahimimi aldıracaktım ve mutlu son şuan kızım 3 yaşında iki sene önce ameliyatımı da oldum. Şuan iyiyim çok şükür ama kontrollerime hep korkarak gidiyorum nedense. Doktorun onunla ilk tanıştığımda bana ne hissettiğini yazar mısın zira bu hastalığı sadece yaşayanlar anlayabilir demişti ve ben nasıl hissettiğimi paylaşmıştım. O yüzden derin mutsuzluk, içinde olmak o kadar zor ki. Söylemesi bile zorken bir de yaşamasını düşünün… N.B
20 senedir endometriyozis hastasiyim. ilk ameliyatimi 24 yaşimda oldum 2. Sezeryan 38 yaşina kadar idare etti 10 cm olunca yine ameliyat olmak zorunda kaldim.doçent bursada meşhur laparoskopide ünlü bir doktora gittim gayet basit dedi doktor ameliyati oldum uyandigimda ölüyorum sandim akşam yürüyemedim baş dönmesinden halsizlik ağrı ben böyle birşey görmedim.sabaha kadar 4 dren değisti yogun kipkirmizi kan doktora söyledik birsey olmaz dedi ve kongreye başka bir şehre gitti.ben hiç iyileşemiyordum söyledim kötüyüm diye ama eve çikardilar evde soguk ter kalp çarpintisi baş dönmesiyle kardiyoloğa gittim buarada ameliyati yapan doktoru aradigimda hastaneye gitme birsey olmaz deyip duruyordu.Allah razı olsun kardiyologdan kan tahlilinde ameliyat öncesi 13.6 olan kanım 7.5 a düşmüş iç kanama ile acil hastaneye yatırıldım şok tablosu geçiriyordum yani artik ölüyordum 3 ünite kan nakli ile hayata döndüm.cok sukur hala yaşıyorum ama artik menopoza girmek istiyorum bu hastalık çok zor! YEŞİM
Lise 1 giderken adet oldum ve ilk ağrılarım ondan sonraki dönemlerde devam etti.Ailemin hiç aklına bir kadın doğuma götürmek gelmedi sürekli acile gidip serum takılip eve geri dönüyorduk belden aşşağım hiç tutmuyordu sonra bayılıyordum.19 yaşımda evlendim yine devam etti ve sonunda dr gittim ve 7.30 cm kistim olduğunu acil ameliyat dendi laporoskopi oldum. Sonra 1 yil çocuk için bekledik kendiliğinden olsun diye olmadı ve hormon değerlerim çok yüksekti erken menapoz riski ve düşük yumurta rezervi nedeniyle direk heyet kararıyla tüpbebek tedavisine başlamak zorunda kaldık bu arada kistlerim hem sağ hem solda vardı içerden iğneyle içini boşalttılar 6 kap sıvi kan rengindeydi.sonra değerlerimin düşmesini bekledik ve tüp bebeğim oldu ay parçasi 1 oğlum oldu 24 yaşımda.sonra yineledi kist ağrılar 1 açık ameliyat eklendi şu an 35 yaşındayım ve 4cm kistim karnımda vissanne ilaç elimde ağrılarım şiddetili düzensiz adet günlerim ve tükenmiş bir ben var gitmediğim dr kalmadı…. Hatice
Hayatımın 7 yılı bu sinsi ve pis hastalıkla uğraşmakla geçti. Tabi bağırsak iyi çalışmayınca seroti’nin üretimin yavaş ve böylece kaygın yüksek mutsuz bir hayat yaşıyorsun. Sinirli oluşumu hep karakterime bağladılar ama ben bilmeden içimde bir bomba taşımışım. Üstüne üstlük bunu kimseye de anlatamıyordum. Herkes gaz var geçer diyordu herkes yaşadıklarımı normal kabul ediyordu hatta doktora gittiğimde evhamlı olduğumu düşünüyorlardı. Siz herkese inanmayın vücudunuz size hep sinyal verir. Kadın olarak bunların normal olduğunu düşünmeyin. Bu bir hastalık ve sisi öldürebilecek kadar tehlikeli bir hastalık.
Ölümden döndüm, çikolata kisti alındı, yumurtalık temizlendi bağırsak düzenlendi falan ama ameliyat sonrası kendimi toplamam 1 yılımı aldı. Tabii tüm bu yaşananalar aynı zamanda panik atak başlangıcı yarattı. Kaygı seviyem çok yüksekti her an hastalanıp öleceğimi düşünüyor nefes alamıyordum. O dönemde akıllık edip psikoloğa gitmeye başladım. Ardından psikiyatrist ile EMDR (kaygı tedavisi) başladım. Ancak rahatsızlıklarım düşük seviyede devam ediyordu. 2014 yılında tekrar kolonoskopi oldum ve bağırsağın tıkalı olduğu ortaya çıktı %90 tıkalıydı. Bunu ilk ameliyatta fark etmemişlerdi çünkü dışarıdan tıkanmıştı. Şimdi içeride bir şey vardı. Tekrar ameliyat ve kolon rezeksiyon yani kolonun bir kısmı çıkarıldı 14 cm kısa bir kolonla yaşıyorum :)) İçeride Endometriozis oluşmuş ve bağırsağı %90 tıkamış. Sonrasında ameliyat yan etkiler bağırsak ameliyat yeri daralması (balon tedavisiyle açtılar) anüsmüş (anüse iğne ve antidepresan tedavisi)
Kontrollerini aksatmayın. Bu işin uzmanı doktorlara görünün çünkü teşhisi de zor bir hastalık. Deli veya sinirli değiliz hormonlarımız düzgün çalışmıyor demek oluyor. Sevgiler
Sevim
Merhaba, Benim çikolata kisti hikayem 17 yaşımda başladı. Şiddetli adet sancılarım vardı bunun için doktora gitmistim. 6cm di doktor ameliyat önerdi. Ameliyat olmazsan evlenince çocuğun olmaz dedi. Bunun üzerine ameliyat olmaya karar verdim. Ameliyat oldum kurtuldum zannerken bi kaç sene sonra tekrar ağrılar içinde hastaneye gittim çikolata kistim tekrarlamis bu sefer 11 cm olarak karşıma çıkmıştı. Hastane serüvenim gene başlamıştı her doktor farklı birşey söylüyor hepsi farklı tedavi uyguluyor. Ben seni ameliyat etmeyecegiz diyen doktorlara güvenmeyi tercih ettim. Ama gene bir sonuca varamadım. Yıldım bıraktım ne olacaksa olsun dedim tedaviyi kestim. Şuan 15 cm olmuş yumurtaligimi komple sarmış durumda tekrar ameliyat olacağım mecburen. Bu arada evlendim. Ama doktorum ameliyattan sonra normal yollarla çocuk sahibi olmamin çok zor olduğunu söyledi. Tüp bebek önerdi. Buda baya yıkıcı bir durum bizler için. Şimdi ameliyat tarihimi bekliyorum. Anne olmak için ne gerekiyorsa yapicam. Burcu
Bu hastalıkla tanıştığımda 17 yaşındaydım. Şiddetli adet sancısi nedeniyle gittiğim doktorda 6cm lik çikolata kistim olduğunu öğrendim. Hemen ameliyat edilmesi gerektiği söylediğin de korktum ve bir çok doktora daha başvurdum fakat hepsinin ameliyat önermesi sebebiyle laparoskopik çikolata kisti ameliyatı oldum. Tam stresli süreç geçti ağrılar bitti derken 1 buçuk yıl sonra kistimin tekrar ettiğini öğrendim. Fakat bu sefer yumurtalığım da değil kasık bölgemde kendisini gösterdi. 2. Kez ameliyat olduktan sonra artık tekrarlamayacağıni düşündüğüm anda 3. Kez tekrarlayan kistin ardından visanne kullanımına başladım . 6 aylık visanne kullanımı sırasında ilk 4 ay hiç adet olmasam da son 2 ay da kanamalarım şiddetle devam etti. Bununla beraber doktorum tedaviye iğne yöntemiyle devam etmemizi önerdi ve şuan lucrin iğnesi sürecini yasamaktayim. Gerçekten çok zorlu ve sabir gerektiren bir süreç herkese bol sağlık ve sabir diliyorum..
Gül
9.ayın sonunda ameliyat ve geçici menepoza rağmen 6 cm lik bir kist daha oluştu ve 2.kez ameliyat oldum. 43 yaşındayım adet ağrıları ve döngüsü daha iyi, ilkişki sırasında ağrı hala var az da olsa. Fakat son 5 senedir adet dönemim yaklaştığında burnumun göze yakın kısmında, sağ yanağımın alt kısmında, bazen de alnımda iğne ucu kadar bir yer önce kaşınıyor ve sonra kanamaya başlıyor anlıyorum ki 1-2 güne kadar adet kanaması başlayacak. Benim öykümde bu şekilde sadece diyorum ki bu hastalığı çeken bilir.
Tuba Y.
Regl dönemlerimi düzenli ve sancısız yaşadım. 2006 yılında hiç problem yaşamadan hamile kaldım. Taa ki 2013 yılında spiral takılana kadar. Doktorlar ilgisiz olduğunu söylüyorlar, tesadüf olabilir ancak o tarihten itibaren regl dönemlerimde şiddetli kabızlık yaşamaya başladım. Bir süre sonra jinekoloğa gittiğimde magnezyum içeren ilaç verdi ancak hiç işe yaramadı. Çikolata kisti teşhisi konmadı… Zamanla kabızlığım regl dönemi dışında da devam etmeye başladı. Sancılarım çok arttı. Kendi kendime bu durumu spirale bağladığım için 3 yıl sonra spiralimi farklı bir jinekoloğa çıkarttırdım. Yine çikolata kisti teşhisi konmadı…
Spiral çıktığı halde şiddetli kabızlık devam etti. Ve yaklaşık 1 yıl içerisinde demir değerim 100’den 9’a düştü. Vücudumda bir yerde kan kaçağı olduğu söylendi. Önce jinekoloğa gittim. Doktor jinekolojik bir sıkıntımın olmadığını söyledi. Yine çikolata kisti teşhisi konmadı… Artık dışkımda gözle görülür bir şekilde kan görüyordum. Babamın kolon kanseri hastası olması nedeniyle endişelendim ve gastroenteroloğa gittim. 2018’de kolonoskopi yapıldı ve Huzursuz Bağırsak Sendromu teşhisi konuldu. Tedavisi olmadığı için beslenme düzenime dikkat ederek ve şiddetli kabızlık ile geçen 1 yıl sonunda dışkıda tekrar kan görmeye başladım. Tekrar kolonoskopi yapıldığında bağırsağımın çok daraldığı, kolonoskopi aletinin bile çok zor geçtiği söylendi ve ilaçlı MR çekildi. Patoloji sonucu temiz çıktı. Cerrahi müdahale ile bağırsaktaki daralan bölgenin kesilerek alınması gerektiği söylendi.
İlk defa hastanedeki cerrah ile görüşmemiz esnasında cerrah benim anlattıklarımdan ve tecrübesinden yola çıkarak çikolata kistinden şüphelendi. Ancak birkaç gün sonra jinekoloji uzmanıyla ilaçlı MR’ımı incelediklerini ve çikolata kisti olmadığı sonucuna vardıklarını söylediler… Babamın kolon kanseri olması sanırım doktorları kansere yönlendiriyordu. Kolon ile ilgili çok tecrübesi olan farklı bir cerraha ameliyat olma kararı verdim. 22 Mart 2019’da zorlu bir açık ameliyat geçirdim. Doktor eşime kanser olduğumu ve kanserin bağırsak, rahim ve idrar keseme yayıldığını söylemiş. 26 Mart’ta patoloji sonucumun gelmesi ile kanser olmadığımı ve endometriozis hastası olduğumu sonunda öğrendim! İyileşme sürecinde ameliyat ile ilgili olmayan ağrılar yaşayınca endometriozis uzmanına gittim ve maalesef rahmin derininde hala nodül olduğu söylendi. Cerrah kansere yoğunlaştığı için rahimdeki çikolata kistini fark etmemişti. Kabızlık ve ağrı tekrar hayatıma girdi. 3 aylık bir ilaç tedavisi sonunda yine aynı sıkıntıları yaşıyorum ve bu problemden kurulacağım günü dört gözle bekliyorum.
Gerçekten çeken bilir. Yıllardır bu konuda araştırma yapiyorum. Ve bu siteyle ilk defa karşılaştım. Çevremde böyle bişey yaşayan yok. Bu ağrılarıma kimi zaman abartıyorum gözüyle bakiyorlar. Benim gibi bir sürü hikaye okudum ve ne çok insan varmış aynı dertten muzdarip. Baştan başlayayım evlendikten 5 sene sonra çocuk sahibi olmak sitedik fakat olmadi. Yapilan laporoskopik cerrahiden sonra tanı koyuldu. Ve 3 ay menopoza sokuldum. Sonrasinda yine hamile kalamadım.8.sene tüp bebek tedavisiyle çok şükür ilk denemede bir oğlum oldu. Fakat doğumdan 2 yıl sonra adet ve adet sonrası ağrılarım dayanılacak gibi değildi. Ara kanamalar ve en çok ta yumurtlama dönemi ağrılarım. Her defasinda eşim beni acile kaldırıyor. Ağrı kesici serumlarla ancak toparlayabiliyorum. Oğlum 7 yaşında ve ben 5 yıldır bu ağrılardan dolayi kalitesiz,depresif,yorgun bir hayat yaşiyorum. Ve en kötüsü de hiçbir doktorun sizi tam olarak anlayamaması.
Handan.
Merhabalar bu yolda mücadele eden arkadaşlarım hikayemi paylaşmak isterim.Ben 6 yıldır kistlerde uğraşıyorum ve ozamanlar bekar oldugum için üstten muayene edildim normal sağ yumurtalık kisti diye başladık ilaclar vs hic gecmedi 2016 senesinde evlendim evlendikten 3 ay sonra aciller doktorlar serumlar günde üç ağrı kesici icerdim yine gecmezdi ağrılarım özelden doktor buldum hemen ikinci gün laparoskopi oldum hepsini temizlediler bağırsaklarıma yapıştığı için çok sancım olurdu ve ozaman tanıştım bu hastalıkla.Sonra hamile kal dedi doktorum ama yeni evliydk istemedik 6 ay sonra yine cıktı visanne ile bastırdk ama olmadı hemen acil ameliyata aldılar ve sol tüpüm şişmişti almak zorundalar aldılar onuda sonra hemen tüp bebek tedavisi oldu iki tane embriyo oluştu yerleştiler ama gebelik olmadı ondan 6 ay sonra kendiligimden hamile kaldım mucizeydi doktorlar bile bu hastalık ve tek tüpe ragmen şaşırlardı ki sol tarafımda hala cikolata kisti mevcuttu ama bebegi hiç zararı olmadı hatta hiç ağrım falan olmadı adet olmadığım için ve gerçekten hamilelik ilac gibi gelmişti bana sonra cinsiyet icin gittim dünyam başıma yıkıldı bebegimin kalbi durmuştu sebep enfeksiyon çıktı asla unutmucam o ğünü ve ben 27 nisanda yaşadım bunu sonra normal doğum yaptırdılar suni sancılar doğurdum sonra kürtajla temizlediler ve sonra normal denedik olmadı yine deli gibi ağrılar başları sağ tarafta kist çıkmış şuan visanne kullanıyorum.Bu hastalıktaki kronik ağrılar hayatımı çok etkiliyor beslenmemi değişmeye başladım biraz etkisi oldu gibi ama tamamen çözüm yok malesef ve tek dilegim bu hastalığın bir ilacı bulunması ama o ilacın hamilelige engel olmaması tabiki umarım birgün çıkar :)) yani uzun lafın kısası asla mücadeleyi bırakmayın bu hastalık bizi degil biz bu hastalığı yenecegiz arkadaşlar…
DD
Aşağıdaki formu doğru ve eksiksiz doldurunuz.
Osmanağa Mah. Osmancık Sok. Betül Han No:8 D:4 Kadıköy, İstanbul, İstanbul
0532 515 69 99
info@endometriozisdernegi.org